mavibebegim tarafından yazılmış tüm yazılar

Evrensel Duygular Oyunu

Bebeğim Mavi ile birlikte evrensel duygular oyunumuzu çok erken dönemlerde aşamalı olarak oynamaya başladık.

0-3 aylık dönemde evrensel duygular oyunumuz için dergilerden kestiğim mutlu, üzgün ve sinirli yüz ifadelerini kapının girişindeki ayakkabılığın üstüne yapıştırdım. 4. ayına kadar buradan çıkarmadım. Ara ara Mavi ile birlikte yüz ifadelerinin önüne gelip mutlu, üzgün, sinirli ifadeler hakkında konuşuyor, Mavi’ye anlatıyordum. Bazen de yüz ifadelerinin önünden Mavi ile birlikte geçerken “merhaba mutlu bebek” ya da “hoşça kal mutlu bebek” deyip el sallayarak dikkatini o yöne çekiyordum.

oyun

3-6 aylık dönemde dergilerden kestiğim mutlu, üzgün, sinirli yüz ifadelerini anlatacak şekilde kartonları daire şeklinde kesip içerisine mutlu, üzgün, sinirli yüz ifadeleri çizdim ve üst kısmına dergilerden kestiğim yüz ifadeleri, alt kısmına da çizdiğim yüz ifadelerini astım. Sonrasına bebeğime yüz ifadelerini anlatmaya başladım. ” Bak bebeğim burada mutlu bir bebek var, burada da mutlu bir yüz var. İkisi de mutlu.” Bu sayede hem evrensel duygular oyunumuzu oynuyor hem de ilk eşleştirme örneklerini görmüş oluyorduk. Eminim ki bebeğim o muhteşem beyninde eşleştirmeleri yapıyordu. Okuduğum kitaplardan birinde geçen bir söz ne kadar da doğruydu: ” Bebeklerimizin zekasının yanında Einstein bile geri zekalı kalıyor.” Gerçekten de beynindeki muhteşem nöronları harekete geçirmenin en iyi yolu oyun. Ben de kendimce bebeğim doğduktan sonra elimden gelen bütün çabayı sarf edip oyunlar hazırlamaya ve birlikte eğlenmeye başladık. Oyun annesiydim ben artık:)

IMG_20140318_133313

6-9 aylık dönemde evrensel duygular oyunumuz için bir önceki aylarda daireler şeklinde kesip kartonlara çizdiğim mutlu, üzgün, sinirli yüz ifadelerini değişik bir şekilde kullandım. Eşimin beyaz renkte eski bir t-shirtünün üzerine bu ifadelerin renk ve şekil açısından da birebir aynısı olacak şekilde boyalı kalemler ile boyadım. Ve baba kız oyununu hazırladım. İlk başlarda eşim işten gelince bu t-shirtü giyiyor ve “bak bebeğim mutlu bebek buradaaa” diyerek oynuyorlardı evrensel duygular oyunumuzu. İlerleyen zamanlarda ifadelerin olduğu kartonları da oyunumuza dahil ettik. “Haydi Mavi, mutlu bebekler nerede, aaa ikisi de buradaymış, hem de birbirinin aynısıymış” diyerek bebeğimize ikisinin aynı olduğunu eğlenerek anlatmaya ve üst üste getirerek eşleştirmeye çalışıyorduk.

IMG_20140628_164909

9. ay bitimine doğru ise bebeğim rahatlıkla eşleştirebiliyor ve ” mutlu yüz nerede tatlım” diye sorduğumuzda o minik, harika parmakları ile gösteriyordu. Bebeğimizin oyunlarımıza eşlik ediyor olması ise bizim için tarif edilemez bir duyguydu.

Seni seviyoruz bebeğim…

Donmuş Hazineler Oyunu

Bebeğim Mavi ile birlikte donmuş hazineler oyunumuzu iki kere oynadık.

İlk oyunumuzu bebeğim 5 aylıkken yapmıştık. Bunun için bir kabın içerisine buzdolabı magnetlerimizden koydum. Çiçek, balık gibi ilgisini çekebilecek magnetler seçtim. Önce magnetler ile tanıştı uzun uzun oynadı sonrasında magnetleri su dolu bir kabın içerisine koyarak buzdolabının üst kısmına donmaya bıraktım. Magnetlerimizin olduğu su dolu kap donduktan sonra buz kütlesini kabından çıkardım ve daha büyük bir kaba koyarak oyunumuza başladık. Bebeğime önce oyunumuzu anlattım ” Haydi tatlım birlikte donmuş hazineleri bulalım, bizim güzel çiçeğimiz, balığımız neredeymiş bakalım” diyerek oyunumuzu başlattık. Mavi ilk başta eli buza değdiğinde oooo efekti ile çok şaşırdı, bir eline bir bana baktı, soğukluk hissi çok değişik gelmişti. Sonrasında çiçeği, balığı tutmaya çalıştı ama buzun içerisinde olduğu için yakalamıyor ve şaşkınlığı daha da artıyordu. Sonrasında buz kütlesinin üzerine ılık su dökmeye başladım, ılık su ile birlikte buz kütlesi yavaş yavaş erimeye, hazinelerimiz ortaya çıkmaya başlamıştı.

donmushazineler2

Buz kütlemiz tamamen eriyip çiçek, balık magnetlerimiz suyun içerisinde kalınca, Mavi hazinelerimize kavuşmuş, rahatlıkla tutabiliyor hale geldi ve hazinelerimize ulaşmanın keyfini doya doya çıkardık.

İkinci donmuş hazineler oyunumuzu bebeğim 9 aylıkken oynadık. Bu sefer su dolu kabın içerisine üçgen, daire ve kare nesnelerimizi koydum ve bir gün önceden donmaya bıraktım. Burada önemli olan bebeğimin bu nesneleri önceden tanıyor, biliyor ve sık sık oynuyor olmasıydı.

donmushazineler

Kabımız dondu ve biz oyunumuzun keyfini çıkarmaya başladık. bebeğim artık 9 aylıktı ve oyunlarımız daha keyifli hale gelmişti. Tepkilerini çok net belli ediyor ve oyunlarımızın tadını daha doya doya çıkarabiliyorduk.

Oyunumuzu oynarken dinlediğimiz şarkıya http://www.youtube.com/watch?v=d8FwBSITW-4 linkinden ulaşabilirsiniz.


Seni seviyorum bebeğim…

 

Tut-Çek-Salla Oyunları

0-3 aylık dönemde bebeğime önceleri parmağımı sonraları bir oyuncağını vererek tutmasını istiyordum. Bu dönemde oyun halımızın bize çok faydası oldu. Oyun halımızın üzerinde asılı duran minik hayvan figürlerini yakalamak, tutmak için çok güzel çaba sarf ediyordu pamuk kızım:)

3-6 aylık dönemde bebeğim için Tut-Çek Oyumuz u hazırladım.  Bu oyun için ayakkabı kutusu ve bir adet fular kullandım. Ayakkabı kutusunun kapağında içerisinden fuları çıkarabilecek büyüklükte bir açıklık kestim ve fuları içerisine koyarak tut-çek oyunumuz oynamak için bizi bekliyordu.  ( Oyunlarımızı mutlaka tekrar ediyoruz, çünkü en iyi öğrenme yolu tekrardır;))

cekoyunu

Bebeğime oyuna başlamadan önce oyunumuz hakkında bilgi verdim.

“Haydi bebeğim bakalım kutunun içinden ne çıkacak, önce tutup sonra çekmeye hazır mısın tatlım”

Oyunumuzu önce ben oynadım. Çook keyif aldığımı da göstererek fuları tuttum ve yavaşça çekmeye başladım. ” Aaaa ben fuları çekiyorum, çok güzel bir fular bu, ne güzel çekiyorum” diyerek:) Sonra bebeğime kutuyu vererek  ” Sıra sende tatlım” dedim ve fuları çekerken ki heyecanı gerçekten görülmeye değerdi.

6-9 aylık dönemde bebeğim için iki oyun hazırladım.

Oyunlarımızdan ilki Tut-Hisset-Çek Oyunu idi. Bu oyunumuz için farklı dokularda kumaşlardan ( polar, süet, deri, saten, pamuklu, keten ) birer parça keserek birbirine bağladım ve bir kutunun içerisine koydum. Kutunun kapağından açtığım delik ile hazırladığım kumaş zincirini bu delikten dışarı çıkardım.  Bebeğim kumaşlardan ilkini tuttuğunda ve çekmeye başladığında farklı dokuları hem hissedecek hem de çekmenin ve başarmanın tadını çıkaracaktı böylece.

Tut-Hisset-Çek oyunumuzu çook büyük bir keyifle oynadık. Oynarken dinlediğimiz müziğe http://www.youtube.com/watch?v=rafox-9P3r8 linkinden ulaşabilirsiniz.

6-9 aylık dönemde oynadığımız ikinci oyunumuz Tut-Çek-Salla oyunu idi. Bu oyunumuz için farklı renklerde asetatları ince uzun şeritler halinde kestim.  ( Minik bir öneri benden size; bu oyun için farklı renklerde kapaklı dosyaların arka yüzeyleri de olabilir, farklı dokularda kumaşlar da olabilir.)

tutceksalla

İnce uzun şeritler halinde kestiğim renkli renkli asetatları duvara yapıştırdım. Tut-Çek-Salla oyunumuz artık bizim için hazırdı. Mavi’ye oyunumuzu anlattım.

” Şimdi birlikte çook güzel bir oyun oynayacağız bebeğim, renkleri tutup çekeceğiz sonra da sallayacağız, haydi oyunumuza başlayalım, eminim çook keyifli olacak ikimiz için de”

Biz çook eğlendik. Size de keyifli oyunlar, boool kahkahalar diliyorum. Mutlu yüzler, mutlu çocuklarımız için;)

 

Beş Duyu Oyunları

Bebeğim Mavi doğduğundan bu yana her ay beş duyu oyunlarını büyük bir keyifle oynarız. Gerçekten de beyin gelişiminde beş duyu oyunlarının önemi çok büyük. Bebek beyin gelişiminde oynanan dokunma, dinleme, koklama, görme ve tatma oyunlarının çok büyük bir yeri var.

DOKUNMA OYUNLARIMIZ

0-3 aylık dönemde bebeğim Mavi için birbirinden farklı dokularda kumaşlar almıştım. ( Deri, süet, kadife, polar, keten, pamuklu, saten kumaşlar)

Bebeğime önce oyunumuzu anlattım. Birlikte kumaşların dokusunu çok güzel bir şekilde hissedeceğimizden bahsettim. ” Haydi kumaşları hissedelim mi bebeğim” diyerek oyunumuzu oynamaya başladık. Bebeğimin altında sadece bezi kalacak şekilde farklı dokulardaki kumaşları vücudunda gezdirmeye başladım. Her bir kumaşı vücudunda gezdirirken ” hissediyor musun tatlım” diyerek bebeğimin yüzüne gülümsüyordum.

dokuoyunu

3-6 aylık dönemde bebeğim için dokunma tepsisi hazırladım. Dokunma tepsimizde farklı dokularda nesneleri bir araya getirmeye çalıştım. ( pamuk, taş, sünger, kaygan sabun, ılık su, buz, yapışkan bant…)

Bebeğim artık motor becerileri gelişmiş ve nesneleri elleri ile rahatça kavrayabiliyor durumda idi.  Hazırladığım doku tepsisini önümüze aldık ve oyunumuzu anlattım Mavi’ye. “Haydi bebeğim birlikte hissedelim mi nesnelerimizi” diyerek oyunumuza başladık. Dokunması için önce eline pamuğu verdim ve pamuğun ne kadar yumuşak olduğunu hissettiğimizi söyledim. Hemen arkasından taşı vererek eline, taşın ne kadar sert olduğunu söyledim ve bu zıtlıklara dokunup hissederek oyunumuzu tamamladık.

dokunmaaa

6-9 aylık dönemde bebeğim için tekrar doku tepsisi oyununu oynadık. Bu sefer nesnelerimizi, sadece ellerimiz ile değil tüm vücudumuz ile hissetmeye çalıştık. Özellikle minik ayaklarımız bu oyundan çok keyif aldı ve biraz da şaşırdı:)

Bununla birlikte doku oyunumuzu çimlere, kuma, sıcak suya, soğuk suya dokunarak, basarak devam ettirdik.

dokunma22

En güzel his bebeklerimize dokunmak aslında.

KOKLAMA OYUNLARIMIZ

Bebeğim için her 3 aylık dönemde koku tepsisi hazırladım. Tamamen doğal kokulardan oluşan koku tepsimize lavanta tohumları, fesleğen, nane, muz, çilek, limon, tarçın çubukları, kahve taneleri, mısır ve turşuyu ayrı ayrı kaplarda yerleştirdim.  Her oyunu oynarken mutlaka bebeğime oynayacağımız oyundan bahsederim. Koklama oyunumuzda da bebeğime birbirinden farklı kokuları keşfedeceğimizden bahsettim ve “Haydi tatlım koku oyunumuzu beraber oynamak için sabırsızlanıyorum” dedim. İlk aylarda her bir koku kabını önce kendi burnuma götürüp nasıl koklayacağımızı gösterdim, sonra bebeğimin burnuna götürüp “Haydi sıra sende bebeğim” dedim.

kokkk

6-9 aylık dönemde bebeğim koklamayı öğrenmişti ve anne sütünün yanında ek gıdaya geçmiştik. Bu yüzden koku tepsimize doğal kokularımızı küçük tabaklar içerisine yerleştirdim ki kendi başına, kokuları alıp rahatlıkla koklayabilsin ve ağzına alabilsin diye. Malum oral dönemdeydik ve her şeyi ağzımız vasıtasıyla tanıyorduk. Hem koklayıp hem de tadına bakıyorduk artık:)

kokuoyunu

Artık Mavi ile birlikte çiçekleri, havayı, çimenleri, bütün güzellikleri kokluyoruz birlikte mis gibi:)

koklama222

En güzel koku bebeklerimizin kokusu aslında.

DİNLEME OYUNLARIMIZ

Bebeğim ile 1 aylık olduğundan bu yana dinleme oyunlarını keyifle oynarız.

0-3 aylık dönemde dinleme oyunlarımız için çıngırak, tef, ziller kullanırdık. Örneğin; çıngırağı bebeğimin sağ tarafında sallayarak “Haydi sesi dinleyelim, ses nereden geliyor tatlım” diyerek oyunumuza başlardık. Aynı şekilde çıngırağımızı bebeğimin sol tarafında, başının üzerinde ve değişik yerlerde sallayarak sesin geldiği yönü bulmaya çalışırdık. Minicik bebeğimin çıngırak sesine ( sağ tarafında salladığımda ) sağ tarafına başını çevirerek bakması, sesin geldiği yönü bulmaya çalışması harikaydı gerçekten de.

3-6 aylık dönemde dinleme oyunumuzda evdeki sesleri dinliyorduk. Musluktan akan suyun sesi, çamaşır makinesi sesi, saç kurutma makinesi sesi, şişenin içindeki mısır tanelerinin sesi gibi.

“Haydi bebeğim, evimizdeki sesleri dinleme oyunu oynayalım birlikte” diyerek, Mavi ile birlikte evimizde ses safarisine çıkıyorduk:)

“Aaa çamaşır makinesi sesini duyuyor musun tatlım, nasıl değişik sesler çıkıyor değil mi”

“Aaa musluktan akan suyun sesini duyuyor musun bebeğim, şırıl şırıl, ne kadar rahatlatıcı değil mi”

dinleme (2)

6-9 aylık dönemde artık sesleri kendimiz hazırlamaya, hatta bu seslerden müzik yapmaya başlamıştık. Bunun için boş pet şişelerinin içerisine mısır, pirinç, çay, nohut, para vb nesneleri koyarak kendi müzik enstrümanlarımızı yaptık.

oyun1

Yaptığımız eğlenceli müzik gösterimize sizleri de davet ederim:)

Mavi 10 aylık oldu ve benim şimdiden en yakın arkadaşım. Onunla oyunlarımızı oynamak, keyif aldığını, mutlu olduğunu görmek benim için dünyanın en değerli duygusu. Gerçekten de çocuk dünyanın en büyük saadetiymiş.

Dinlediğimiz en güzel ses bebeklerimizin kahkahası, en güzel ritim onların kalp atışları:)

dinleme

GÖRME OYUNLARIMIZ

0-6 aylık dönemde bebeğim ile birlikte bol bol geziler yapıp dışarıda hayvanları, çiçekleri, gökyüzünü, yağmuru izledik. Bununla birlikte kitapevlerini, oyuncakçıları da sık sık ziyaret ettik ki bizim için gerçekten görsel şölen niteliğinde oldu. Renk renk kitaplar, ışıl ışıl oyuncaklar. Her birinin önünde “kırmızı renkli bir kitap bebeğim, sarı ışıklı bir araba tatlım” diyerek renkler, ışıklar hakkında konuşuyordum.

görme

6-9 aylık dönemde görme oyunumuz için uçan balonları kullandık. Oyunumuza başlamadan önce bebeğim Mavi’ye oyunumuzdan bahsediyorum her zaman ki gibi:) “Şimdi seninle birlikte uçan balonlarımızı gökyüzüne bırakacağız ve yükseldiklerini, ne kadar çook yukarıya uçtuklarını beraber izleyeceğiz, ben uçan balonlarımızı izleme oyunumuz için çook heyecanlıyım, haydi birlikte oyunumuzu keyifle oynayalım tatlım”

izleme

Uçan balonlarımızı tek tek gökyüzüne bıraktık ve taaa yukarılara kadar yükselişini çok büyük bir şaşkınlıkla izledik. Güzel bebeğim benim o şaşıran surat ifaden yok mu, seni çok seviyorum.

 TATMA OYUNLARIMIZ

0-6 aylık dönemde tatma oyunumuz için menümüz belliydi bizim:) Sadece anne sütü. Şanslı annelerdendim. İlk 6 ay boyunca sadece anne sütü ile beslendi bebeğim. Bunun için ben de elimden gelen tüm çabayı sarfettim. Tadını sevsem de sevmesem de benim için önemli olan bebeğim için, sütümün olması için süt yapan yiyecekler, çaylar vb tükettim, biberondan uzak durdum, hem bebeğimin zihinsel fiziksel gelişimi için hem de ikimizin duygusal gelişimimiz için anne sütünün önemi yadsınamaz. Bebeğimi her emzirdiğimde hissettiğim duygular hayatım boyunca hissettiğim çok mucizevi duygulardı.

tatma

Mavi 1 Yaşında…

İlk yaş, ilk heyecan, ilk mutluluk, ilk telaştı bizim için. Çok küçük daha bir şey anlamaz diyenler bu kadar özenme diyenler çok oldu tabii. Ama ben kendimiz için bu kadar özendim. Çünkü bizim hayatımızın en önemli günüydü 9 Eylül, en mutlu günüydü 9 Eylül, en anlatılamaz günüydü. Biz kendimiz için kutladık 9 Eylülü. Biz bebeğimizle aldığımız her nefesi kutladık aslında, bunca sene sensiz boşa yaşamışız diye kutladık, seninle hayatımız hiç olmadığı kadar doldu diye kutladık.
Hazırlıklarımıza uzun zaman önce başladım. Aklıma geldikçe liste halinde not ettim yapılacakları.
Bir de mektup yazdım annesi olarak bebeğime. Her sene doğum gününde bebeğime mektup yazacağım ve 18 yaşına geldiğinde Mavi’ye vermek üzere saklayacağım:

“Merhaba bebeğim,
Halen rüyada gibiyiz inanamıyoruz bazen, sanki uzun bir rüya görüyoruz, her yer tozpembe, senin kahkahaların ve senin kokundan ibaret. Uyanmak istemiyoruz bu rüyadan. Öyle sarhoş edici ki, gerçek mi rüya mı diye sorguluyoruz hep. Sen uyurken bile yanında nefes alışverişini dinliyoruz, sen uyurken bile seni uyandırıp öpüp koklayıp sarılmak istiyoruz doya doya.
Zaman ne kadar da çabuk geçiyor seninle. Bugün tam tamına 1 yaşındasın ve 1 senedir daha önce hiç yaşamadığımız duyguları yaşatıyorsun bize, anneliği , bu kutsallığı yaşatıyorsun. Sen bizim en iyi öğretmenimiz oldun biliyor musun? Biz seninle öğrendik çoğu şeyi.
Sen öğrettin bize doğduğunda mutluluktan ağlamayı.
Sen öğrettin bize bezini nasıl değiştireceğimizi.
Sen öğrettin bize gazını çıkarmayı ve sonrasında yaşadığımız tarifsiz mutluluğu.
Sen öğrettin bize senin kokunla sarhoş olmayı.
Sen öğrettin bize sen uyurken çıt çıkarmadan yaşamayı.
Giyinmeyi bile sen öğrettin bize, seni rahat emzirebilmek için rahat ve kolay giyinmeyi, kucağımızdayken kayıp düşmeyeyim mi spor ayakkabı ya da düz ayakkabı giymeyi.
Sen öğrettin bizi takıntıları, kulağın kıvrıldı uyurken yamuk kalırsa takıntısını, yüz sütü yattı nefes alabiliyor mu, sırt üstü yattı ya kusarsa takıntısını, oda çok mu sıcak çok mu soğuk, üşüyor mu sıcaklıyor mu takıntısını.
Sen öğrettin bize telaşı, hastalandığında dünyamızın başımıza yıkıldığı telaşını.
Senden öğrendik biz ilk aşıların acısını, ilk diş sancılarını, nasıl kaşındığını.
Seninle emeklemeyi öğrendik biz, beraber oyun oynamayı emekleyerek.
Seninle öğrendik yemek yapmayı bile. Ek gıdaya geçiş maceramızda sanki yıllardır yemek yapmamış gibi nasıl heyecanla karışık telaş yaptığımızı.
Seninle öğrendik ilk adım atmayı. Sen ilk adımlarını atarak yürümeyi, bizse senin mutluluğunla uçmayı öğrendik o an.
Seninle öğrendim emzirmenin tarifsiz bir duygu olduğunu. İlk zamanlar göğüslerim acıdan ve şişkinlikten zonklasa bile, ağrıdan dudaklarımı ısırsam bile seni besliyor olmanın bu hayatta yaşayabileceğim en büyük haz olduğunu öğrendim.
Seninle daha çok kitap okumayı öğrendim. Hem sana daha iyi bir anne örneği olabilmek için hem sana daha yetebilmek için.
Sen bize sessizliği sakinliği de öğrettin. En büyük kavgamızda bile sen varsın diye sessiz olmayı sakin kalabilmeyi öğrendik biz.
Sen öğrettin bize kendi kalbimiz ile konuşmayı. Sen hep at ki, her istediğinde bebeğimizin yanında olabilelim dedik, sen hep at ki en güzel günlerini hep birlikte görebilelim dedik kalbimize.
Sen öğrettin bize sonsuz huzuru, tarifsiz aşkı ve mutluluğu.
Geldiğin için, senin için, öğrettiklerin için sana çok büyük bir teşekkür borçluyuz aslında.
Seni çok seviyoruz bebeğim.

Annen ”

Doğum günü pastamız:
İlk defa pasta ile doğum gününde tanıştı Mavi. Çünkü şimdiye kadar içerisinde şeker olan hiçbir şey vermemiştik. Tatlıyı meyvelerden tanıyorduk, biliyorduk sadece.

DSC_0193

Doğum günü hediyelerimiz:
Karton çantalarımızın ucuna bağladığımız uçan balonlarla hediye ettik hediyelerimizi. Tek bir farkla bizim çantalarımızın içinde hediye yoktu, bebeğim Mavi’den notlar vardı, mektup yazmıştık Mavi’nin ağzından gelen misafrlerimize. Ve bu notları 10 sene sonra bize geri göndermelerini istedik

DSC_0241

DSC_0242

Kalplerden oluşan masa süslerimiz:
Kalp şeklinde kağıtlardan masalara süsler yaptık. Doğum günümüzün sonunda herkes kalp kağıtlara o güne dair, Mavi’ye dair notlar yazdı isimlerini yazarak. Biz kağıtlarımızı saklıyoruz şimdi. Bebeğim büyüdüğü zaman anı valizimizin içinde hediye edeceğim ona. Sadece doğum gününde değil, benim için her zaman bir not, bir yazı daha çok hoşuma gitmiştir. Bu sebeple hem biz bebeğimiz için yazdık, hem de misafirlerimiz yazdı. En güzel anı, en güzel hediyedir minik bir not o güne dair aslında.

DSC_0236

Şiir süslemelerimiz:
Bebeğimin fotoğrafından oluşan bir görsel ile birlikte içerisinde Mavi geçen şiirlerin sözlerini konuşma balonu şeklinde hazırlatıp sapladık çimlere. Her yer de artık Mavi ve Mavi’ye dair şiirler vardı bizim için. Doğum günü hazırlıklarımızda en keyif alarak oluşturduğum bölümümüz burasıydı bizim.

 

Kraliçe taçlarımız:
Gelen tüm misafirlerimize kraliçe tacı hediye ettik. Çünkü bizim için hepsi birer kral ve kraliçe idi. Özellikle minik misafirlerimiz bayıldı taçlarına.

Müzikler:
Müzik listemiz çocuk şarkılarından oluşuyordu. İngilizce ve Türkçe çocuk şarkıları ile minik misafirlerimiz ile çok eğlendik. Özellikle ‘ bay güneş ‘, ‘ ten little fingers’, ‘hayvanlar’, ‘ bingo’ favori şarkılarımızdı. O güne özel Teoman’ın Mavi şarkısını ve Nil Karaibrahimgil’in ‘Ben Ona Resmen Aşığım’ şarkılarını da sık sık dinledik.

Mama sandalyemizi bile süslemiştik, diyorum ya ilk yaş ilk kutlama bizim için çok özeldi:)

DSC_0084

Kıyafetlerimiz:
Anne kız takım giyinmeyi çok seviyoruz biz. Sanki enerjimiz birleşiyor ve daha da yükseliyormuş gibi hissediyoruz. Doğum günümüzde kırmızı elbise giydik birlikte, aşkın rengiydi ikimiz arasındaki muhteşem aşkın.

Doğum günü çekimlerimizde beyaz elbislerimizi giydik. Saflığın, temizliğin, masumluğun rengiydi. İkimiz arasında tertemiz, masum ve saf sevginin.
Doğum günü çekimlerimizi ayrı bir günde yaptık. Tüm gün boyunca rahat rahat eğlenerek olmasını istemiştim çünkü. O gün önce bonus peruklarımızı takıp poz verdik anne kız:)

Sonra pastamızı kendimiz yapmaya çalıştık, unlara bulandık, tadına baktık

 

Sonra oyun zamanı yaptık kendimize, organik renkli boyalarla oynadık doyasıya, her yerimiz boyalara batmıştı , kirlenmek güzeldir dedik, oynadık oynadık oynadık. Artık çook yorulmuştuk, güzel bir banyo ve uyku zamanı gelmişti bizim için.

Sonra 1 yaş konseptli çekimlerimize başladık. Pembe bir tütü, pembe bir inci kolye ve şapka kombinimizi hazırlamıştık. Çoook mutluyduk biz, çünkü tam tamına bir yaşına girmiş, büyümüş ve bunun sevinciyle çılgınca dans ediyorduk.

 

Pastalı çekimlerimize gelmişti sıra. Önce minik parmaklarımızın o taptatlı ucuyla pastamızın tadına baktık, narin narin yaladık acaba bu ne diye, sonra tadına varınca yumulduk pastamıza

 

Akşam üstü olmuştu artık. Benim minik meleğim ile birlikte giydik elbiselerimizi, taktık çiçeklerden taçlarımızı ve Moda sahile gittik. Güneş batarken deniz kenarında taşların üzerinde verdik bu sefer pozlarımızı, daha romantik olmuştu hepimiz için, daha bir sarıldık birbirimize üçümüz.

 

Seni seviyoruz bebeğim…
İyi ki geldin…
Mutlulukla geldin…
Sevgiyle geldin…

 

Kıyafetlerimiz: Tln_Arasta
İnstagram: @tln_arasta

Doğum günü Organizasyonumuz: Decooks Party
İnstagram: @decooksparty
decooksparty.blogspot.com

Pastalarımız: Decake butik pasta
İnstagram: @decakebutikpasta
www.de-cake.com

Fotoğraf Çekimlerimiz: Baby Photograpy Sezen Gür
İnstagram: @babyphotography_
www.sezengur.com
Bizim hayatımızın en özel en mutlu gününü daha da özel ve mutlu kıldığınız için sizlere çook teşekkür ediyorum.

Oyun Sırası Annelerde:)

SEVGİ SAATİ OYUNU

İnstagramda her ay “oyun sırası bizde” haftası yaparız ve anneler ile hep birlikte başlarız oyun oynamaya ne de olsa oyun oynamanın yaşı yoktur değil mi;)

İlk oyunumuz sevgi saati oyunumuzdu. Hepimiz kendi sevgi saatimizi yaptık. Saatimizi yaparken tek dikkat edeceğimiz nokta saatlerimizin 10’u 10 geçeri göstermesiydi. Çünkü saatin 10’u 10 geçmesi demek sevgidir, güvendir, mutluluktur.10’u 10 geçen saatte akrep ve yelkovan kollarını sevgi için açmıştır. Dikkat edin bu yüzden bütün saat reklamlarında saatler hep 10’u 10 geçeri gösterir.
Biz de zamanımızı sevgi saatinde yani 10’u 10 geçe de durdurma kararı aldık ve oyunumuz başladı. 10’u 10 geçeri her şey ile ifade ettik ve harika fikirler çıktı gerçekten de.

IMG_20140602_130024

BENİM ADIM SEVGİ OYUNU

Oyun sırası yine bizdeydi. En büyük sevgi çocuk sevgisi ise biz de çocuklarımızın isimlerini sevgi ile yazdık. İster kâğıtlarla, ister yiyeceklerle, ister çiçeklerle…Yaratıcılık zamanı bizler içindi ve gerçekten de yine harika fikirler çıktı.

IMG_20140620_214810

IMG_20140623_153639

MUTLU ELLER OYUNU

Oyun sırası yine bizdeydi;) Bu sefer ellerimizle mutluluğu ifade etmeye çalıştık. Eller ve mutluluktu konseptimiz ve yine harikalar çıktı.

IMG_20140707_183122

IMG_20140714_114255

Yine yeniden çook keyifli oyunlarda buluşmak dileğiyle…
Oyunla, mutlulukla, sevgiyle kalın…

Işık Oyunları

Işık oyunlarını bebeğim Mavi ile birlikte her ay oynarız. İlk 3 aylık dönemde ışık refleksi oyunlarını oynuyorduk. Önce bebeğime oynayacağımız oyunu anlatıyordum, sonrasında   ” Haydi birlikte bu güzel ışık oyununu oynayalım” diye söylüyordum. Karanlık bir odada ışığı birden açtığımda gözlerini kısmasını oyuna çevirmiştik böylece.

Sonraki 3 aylık dönemde (3-6 ay) ışık oyunlarımızı daha keyifli hale getirmeye başladık. Karanlık bir odada duvara basit hayvan resimlerinin olduğu figürleri yapıştırıp figürlere beyaz ışık tutarak figürleri hikayeleştiriyordum. Örneğin; bir inek figürüne beyaz ışığı tuttuğumda ” aaa ne güzel bir inek değil mi, mö möö diye sesleniyor, seni seviyoruz inek” şeklinde cümlelerle hem hayvanları tanımasını hem de ışık ile görme duyusuna hitap etmeyi sağlamayı çalışıyordum.

isikoyunu

6-9 ay döneminde ışık oyunlarımızı daha eğlenceli ve renkli hale getirdik. En sevdiğimiz ışık oyunu ABC oyunu oldu. Renkli kartonlara büyükçe A, B, C yazıp kestim ve kestiğim harfleri karanlık bir odada duvara yapıştırdım.  Oyun içerisinde kullanacağımız renkli ışıklarımızı da hazırladık.

abcoyunuresim

Artık oyunlarımıza şarkıları müzikleri de dahil etmeye başlamıştık, böylece hem görme hem de duyma duyumuza hitap ediyorduk. Bu oyun için en sevdiğimiz alfabe şarkımız A’cım B’cim C’cim şarkısı. ( Şarkıya http://www.youtube.com/watch?v=otpd5kABsYA linkinden ulaşabilirsiniz. )

Oyunumuza başlamadan önce bebeğime ABC oyunu oynayacağımızı ve bu güzel oyun için ne kadar heyecanlı olduğumu anlattım ve sonrasında “Haydi bebeğim birlikte ABC oyunumuzu oynayalım” diyerek oyunumuzun tadını doya doya çıkardık.

Evcilik Oyunu

Şimdiye kadar en keyifle hazırladığım oyunlardan biriydi “Evcilik Oyunu “:)

Yeter ki oyun oynamak isteyelim, yeter ki içimizdeki çocuk eşlik etsin bakış açılarımıza, hayal gücümüze…

“Evcilik Oyunu” benim için tam da böyle bir oyun oldu, içimdeki çocuk eşlik etti hayal gücüme ve sadece köpük bardakları kullanarak bir oturma grubumuz oldu bu sayede.

Evcilik deyip geçmeyin, uzmanlar evcilik oyunu hakkında şöyle diyor: Her ne kadar kız çocuk oyunu gibi gözükse de, hem kız hem de erkek çocuklarımızı evcilik oynamaya teşvik etmeli ve bunun için gerekli ortamları hazırlamalıyız. Çocuklar oyun oynarken çevrelerindeki yetişkin modellerini canlandırır, kendilerini tanıma fırsatı bulurlar ve en önemlisi hayallerini diledikleri gibi aktarabilirler. Bu sayede hayal güçleri, farklı düşünebilme becerileri ciddi gelişme gösterir. Gerçekten de evcilik oyunu bir çocuğun sağlıklı sosyal-duygusal gelişimi için olmazsa olmazlarındandır.

Geçen günlerde pedagogumuza rutin gelişimimiz için gittiğimizde bize evcilik oyununun öneminden bahsetti ve kız/erkek çocuk farketmez, her çocuğun mutlaka bir oyuncak bebeği, oyun oynayabileceği bir mutfak seti ve ev seti olması gerektiğinden ve bunun gelişimi için ne kadar önemli olduğundan bahsetti.

Bunun üzerine evcilik oynayabilmemiz için bebekler , oyuncak çay seti aldım ve gerçekten de evcilik oyununu oynamaya başlayan 15 aylık bebeğimi izlerken çok duygulandım, bebeğim büyümüş ve evcilik oynamaya başlamıştı.

Evcilik oyunu için ne yapabilirim diye düşünürken, köpük bardaklardan bir oturma grubu yapmaya karar verdim. Köpük bardakların bir gün böyle harika bir şeye eşlik edeceği hiç aklıma gelmezdi gerçekten.

DSC_1132_1

Köpük bardakların ağzını sandalyelerin ve masanın ayakları olacak şekilde kestim önce.

DSC_1134_1

Sandalyelerimiz için yine bir köpük bardaktan sırtlık kestim bir parça ve yapıştırdım sırtlık bölümünü sandalyelerimize.

Sonrasında el işi kağıtlarından kestiğim yuvarlak şeklindeki parçaları minder niyetine yapıştırdım sandalyelerimizin üstüne ve masa örtüsü niyetine masamızın üzerine:)

DSC_1135_1

Oturma grubumuzun son haline bakalım mı şimdi:)

DSC_1136_1

Misafirlerimiz de gelsin o zaman:)

DSC_1138_1

Oyunla, sevgiyle, mutlulukla kalın…

PicsArt_1418409197594_1