Etiket arşivi: tuvalet eğitimi

Merhaba Bezsiz Hayat

Bir tuvalet macerasına hazır mısınız? Hayatınızda kullanmadığınız kadar çiş ve kaka kelimelerini kullanmaya hazır mısınız? Bu maceranın yorucu ama aslında çok eğlenceli olduğunun farkında mısınız? Ve daha bir sürüsü… Haydi gelin bu maceraya birlikte yolculuk edelim;) İşte bizim tuvalet maceramız…

Her altı ayda kızımı pedagoga götürüyorum rutin gelişimi için. 18 aylıkken gittiğimizde konu tuvalet eğitimine de geldi. Pedagogumuz tuvalet eğitiminin 30 aylıkken başlanması gerektiğini dile getirmişti. Biz de tamam dedik, doğru zamanın gelmesini bekleyeceğiz o zaman. Fakat birkaç aydır bebeğim, hem kaka hem de çişinin geldiğini söylüyor ve bez değiştirmelerimiz ciddi krize dönüşüyordu. Son bir aydır, “anne bana bez koyma” diye birkaç kere açıkça söyledi ve ben kızımın bu mutsuzluğuna son vermek istedim. Bu kadar aleni işaretleri sırf zamanı gelecek diye bekletmek ve bebeğimi daha fazla huzursuz etmek istemedim.

Halbuki aylar önce Yeditepe Üniversitesinde Ebeveyn Koçluğu eğitimlerini alırken “Tuvalet Eğitimi” bölümünde, tuvalet alışkanlığı için olan bütün testleri kızım için de yapmış ve hazır olduğunu görmüştüm. Haydi gelin bu testi tekrar birlikte yapalım:

1.  Mesane kontrolü ne düzeyde?

  • İki veya üç saat süresince bezi kuru oluyor mu?
  • Yüzüyle, mimikleriyle bunu gösteriyor mu?

2.  Bedensel gelişimi uygun mu?

  • Elleriyle çeşitli objeleri kavrayabiliyor mu?
  • Legoları takıp çıkarabiliyor mu?
  • Tek başına bir iskemle de oturup, kalkabiliyor mu?

3.  Zihinsel gelişimi uygun mu?

  • Belli bir yere gitme talimatına uyuyor mu?
  • Yüzündeki organları gösteriyor mu?
  • Basit işlerde sizi taklit ediyor mu?
  • Bir objeyi yerleştirebiliyor mu?

Bizim testimizin sonucu çok olumluydu ama testin sonucu ne kadar olumlu olursa olsun, mesane kontrolünü muhteşem yapabilsin, fiziksel ve zihinsel gelişimi muhteşem yeterli olsun, aslında asıl en önemlisi bezsiz hayata hazır mı, bunu gerçekten istiyor mu sorusuna verebileceğimiz cevap olmalı.

Şimdiki aklım olsaydı çok erken diyenlere kapatırdım kulağımı ve çocuğumun sesini ve duygularını dinlerdim.
Bebeğim tam 23 aylıktı tuvalet eğitimine başladığımızda. Ve üçüncü gününde tamamlamıştık tuvalet eğitimini. Öyle hazırmış ki aslında. Bana düşen sadece yol göstermek ve bu süreci en keyifli hale getirip destek olmaktı.

Eğitime başlamadan bir gün önce birlikte alışverişe çıktık, bezsiz hayat alışverişiydi bizim için. Birlikte seçtik alacaklarımızı keyifle.

Bizim tuvalet eğitimi listemiz ve yaptıklarımız şu şekildeydi:

  • Tuvalet adaptörü: Basamaklı olmalıydı. Ayakları havada kalmamalı. Bir basamağa basabilmeli ve kendini daha güvende hissedebilmeliydi. Doğuştan gelen tek korku düşme korkusuysa, önce bunu güvene almalıydık dimi. ( Bu arada lazımlık hiç kullanmadık çünkü biz lazımlığa yapmıyoruz, ona büyüdüğünü hissettireceksek, o da bizim gibi klozete yapmalıydı çişini de kakasını da diye düşündük, iyi de etmişiz açıkçası) Moonstar markalı “Toilet Trainer” isimli bir adaptördü aldığımız. Bebek ürünleri satan çoğu yerde bulabilirsiniz. Bence müthiş bir ürün. Sadece kaymaması adına altına kaymaz bant yapıştırın. Tuvalet alışkanlığına biraz daha renk katmak için renkli veya figürlü tuvalet kağıtlarından kullandık.

tuvalet1

  • Alıştırma külotları: Baby Neo’nun alıştırma külotlarından almıştık. Çok fazla almaya aslında hiç gerek yokmuş. İki tane çok rahat işimizi görürmüş. Çünkü sadece uyku zamanları giydirdim. Öğle uykusu ve gece uykusu. Gün içerisinde hep normal külotları giydirdim. O ıslaklığı hissetmeliydi çünkü.

tuvalet4

  • Bol bol külot: Ah ne zormuş, şöyle eğlenceli, üzerinde karakterler olan pamuklu 1-2 yaş külodu bulmak. Ya kalıpları çok büyük ya da kesimleri çok derin bu külotların, tabii zaten zar zor buluyoruz bu 1-2 yaş külotlarını. Nedense çoğu yerde 3 yaş ve sonrası külotlar mevcut. Sonuçta etek giyiyor ya da ilk günler sadece külotla geziyor ve yerle teması olmamalı hiçbir şekilde cinsel organın, bu yüzden tam sarmalı bedenini. İnanın bakmadığım çocuk mağazası kalmadı neredeyse, hala daha da bakmaya devam ediyorum. Üzerinde sevdiği karakterler olan, bedenine göre pamuklu külotlar için. Puledro’da ve H&M’de bulabildim ben;)

 

  • Prima Pampers Bez Külot: Hiiç ama hiç gerek yokmuş bence. Sadece ilk gece bebeğim uyuduktan sonra haberi olmadan bu bez külottan bir tane giydirdim ve sabaha karşı yine haberi olmadan çıkarttım. Madem bezi bırakıyoruz, hayatımızda hiçbir zaman olmamalıydı. Ne gece ne gündüz.

 

  • Net Çocuk “Kızımın Tuvalet Kitabı”: Resmen bugünlerde başucu kitabımız oldu. Kız ve erkek çocuk olarak ayrı iki kitap şeklinde. Tuvalet eğitimine başladığımız gün okumaya başladık ve her tuvalete girişimizde klozette otururken okuduk tekrar tekrar. Kitabın arkasında ödül çıkartmaları var. Ayıcıklar çiş ya da kaka yapıyor bu çıkartmalarda ve altlarında “Büyüyorum, Büyüdüm, Harikayım, Şampiyon..” gibi olumlu ifadeler yazıyor. Her çiş/kaka sonrası bir adet çıkartmayı tuvaletin kapısına yapıştırıyorduk. Hangisini seçeceğine bebeğim karar veriyor ve kendisi yapıştırıyordu.

tuvalet3

tuvalet7

  • Büyük Ödüller:  Bahsettiğim çıkartmalardan 10 tane olunca bir büyük ödül zamanıydı bizim için. Yani 10 kere çiş veya kaka yapınca büyük bir ödül kazanıyordu bebeğim. Bu daha da eğlenceli hale getirmişti tuvalet eğitimizi. Her çiş ve kaka sonrası önce heyecanla çıkartmasını yapıştırıyor sonra da yine heyecanla kendince saymaya çalışıyordu 10 tane olmuş mu diye. Bir, iki, üç, beş, sekiz, omm:) Olmuş mu diye bana bakıyordu sonrasında. Birlikte sayıyorduk ve 10 tane olmasını bekliyorduk. Mesela büyük ödüllerimizden bir tanesi “Çiş yapan bebek” ti. Biberonu ve lazımlığı var içerinde. Suyu içiriyorsunuz biberonu ile sonrasında çiş yapıyor:) Ama içinde bezleri de vardı, e tuvalet eğitimi, bezsiz hayat diyoruz, bebeğin bezlerini de kaldırdık ve minik külotlar diktik bebeğe de. Diğer büyük ödül “Çamaşır Makinesi”ydi. Bebeklerimizin kıyafetlerini ve külotlarını çamaşır makinesinde yıkıyorduk. Deterjan bölümüne biraz su koyuyorsunuz ve makinenin içindeki çamaşırlar dönüyor müzik eşliğinde ve biraz ıslanmış çıkıyor. Sonrasında da asıyorduk çamaşırlarmızı. Büyük ödüllerimiz de bir şekilde aslında tuvalet eğitimimize destek verecek uyumlu oyuncaklardı. Konuyla alakasız oyuncak seçmemeye özellikle dikkat etmiştim. Toys R Us ‘larda bulabilirsiniz bu oyuncakları;)

tuvalet2

  • Tuvalet Saati: Biri size yarım saatte bir hep aynı soruyu sorsa rahatsız olmaz mısınız? “Eeeh yeter ” diye düşünmez misiniz? Sonuçta ilk gün yarım saatte bir ertesi günlerde saatte bir “Çişin var mı? Kakan var mı?” diye sormam gerekiyordu ama ya rahatsız olursa diye işin içerisine biraz eğlence katmak istedim. Telefonumun alarmını her yarım saatte çalacak şekilde kurdum ve alarm melodisini Pepe’nin “Çişler tuvalete, kakalar tuvalete” şarkısı yaptım ve telefonu tuvalet aynasının önüne koydum. Alarm yani bu şarkı başlar başlamaz “Aaa çişler tuvaleteee” diye benden önce koşmaya başladı. Şarkı söyleyip, dans ederek tuvalete koşmak en keyifli kısmıydı bizim için;) Alarm saatimizi de aslında yine bebeğim belirledi. İlk gün öğleden önce çok kere küloda yaptı çişini. Yaparken de ” Aaa çiş yapıyorum” diyordu ve o ıslaklığı hisseder hissetmez tuvalete koşuyordu. Bu süre yarım saatti. İlk gün öğleden sonra bu tuvalet saatini hazırladım. Biliyordum artık yarım saat süre olduğunu. Çiş gelmek üzereyken hoop şarkımız başlıyor ve tuvalete gidiyorduk. Çişini yapıp, poposunu siliyor ve sifonu kendi çekiyordu, sonrasında el yıkama keyfi ve kapıya ödül çıkartmaları zamanı geliyordu.

 

  • Dışarı Tuvaleti: Evde geçen üç günün ardından dışarıya çıkabilirdik artık. Potente Plus portatif lazımlığımız yanımızda, tuttuk parkın yolunu. Ama öncesinde anlattım “Bu bizim dışarısı için tuvaletimiz” diye uzun uzun. Kapının koluna astık Potente Plus’u bir süre. Dışarıya çıkarken “Annee, tuvaletimi unutmayalım” diye kendisi demeye başlamıştı. Ve katlayıp çantamızın içinde rahatça taşıyabiliyorduk. Tabii dışarıda daha çok sormak gerekiyormuş. Çünkü oyun, park, salıncak, kaydırak olunca söz konusu, akan sular duruyor bizde:)

tuvalet8

Tuvalet eğitimi süresince evden çıkmadık hiç. Tam başlayacağımız bir eğitim yarım kalmasın ve başarısızlık hissini yaşamasın istedim. Bir yandan da eve hapsolmuş hissini de yaşamamalıydı. Bu sebeple bol oyunlu ve keyifli bir süreç olmalıydı evde geçen o üç gün.

Aslında sadece çocuğun değil, annenin de bu süreci istemesi ve hazır olması önemli. Çünkü gerçekten o enerjiyi hissediyorlar. Hani derler ya, en çok hayvanlar ve bebekler olumlu, olumsuz her türlü enerjiyi hisseder diye, gerçekten de doğru bence. Annenin cesaretini, güvenini, keyfini ve biz bir ekibiz ve bu süreci en güzel şekilde tamamlayacağız enerjisi çok önemli. Off yoruldum, bittim, aman uykularım, öldüm, ağladım, sızlandım….bütün bunları hissediyorlar emin olun. İlk günler elinizde bezlerle geziyorsunuz, kendinizi evinizin çoğu yerine yapılmış çişleri temizlerken buluyorsunuz. Üç gün uykusuz geçiyor. Çünkü saat başı kontrol ediyorsunuz, çiş yapmış mı diye. Ya da uyandırıp soruyorsunuz “Çişin var mı?” diye. Ben sadece ilk gece çiş için kaldırdım ve tuvalete götürdüm, uyku sersemi önce ne olduğunu anlamadı ama tuvalete oturunca ağlamaya başladı. Bir daha da kesinlikle geceleri kaldırmadım tuvalete götürmek için. Zaten bez bağladığımız dönemde de sabahları bezi kuru kalkıyordu. Sabaha kadar tutma refkesi geliştiğine göre neden bezi attığımızda uykusunu bölüp rahatsız edecektim ki. Sadece dediğim gibi saat başı kontrol ettim ıslaklık var mı diye. Gece iyi geceler dilemeden önce çişimizi yaparız diyordu “Kızımın Tuvalet  Kitabı’nda;) Bu sayfayı okuyup her gece çişimizi yapıp yattık sabaha kadar.

Çişini tutma refleksini arttırabilmek adına minik minik taktikler yapmaya başladık sonrasında. Mesela;

“Anneee, Çişim geldi”

İlk gün: Altında sadece külot var. Koşa koşa tuvalete gidiyoruz, ben çıkarıyorum hızlıca külodunu.

İkinci gün: Altında yine sadece külot var. Koşa koşa tuvalete gidiyoruz, bu sefer Mavi kendi çıkarıyor külodunu ( Tabi bu birazcık daha zaman alıyor ve çişini tutuyor o esnada)

Üçüncü gün: Altında hem külot hem pantolon var. Tuvalete gidiyoruz, hem pantolonunu hem külodunu kendi çıkarıyor;)

Böylece tuvalet alışkanlığı kazanma sürecimizi tamamladık keyifle, darısı tüm hazır olan ve isteyen çocuklarımızın başına;)

Bu arada, tuvalet eğitiminde ne “çok erken” ne de “çok geç” diye bir durum yokmuş. Ama maalesef ki bizim insanımız da hep bir erken, geç söylemi var ve bu durumu maalesef ki çocuğun akıllı olması ile ilişkilendiriyorlar. Çook yanlış, çook saçma ve çook mantıksız… İşte bu saçma sapan söylemlerden bazıları:

İki yaşından önce bez bıraktıysanız: “Aaa çok erken” bu biiir. “Maşallah ne akıllısın sen” bu ikiii.

İki yaşından sonra bez kullanmaya devam ediyorsanız: “Aaa hala mı bez bağlıyorsunuz koskoca çocuğa” bu biiir. “Aklın her şeye eriyor da kıçındaki bezi bilmiyorsun bi tek” bu ikiii.

Dinlemeyin, bunlar safsatalar. Çocuğun aklıyla da gelişmişliğiyle de ilgili değil. Önemli olan çocuğunuzun bunu istemesi. Bez bırakmayı istemesi ve buna duygusal olarak kendini hazır hissetmesi!

Bol çişli, kakalı bir yazı oldu dimi;)

Çişli, kakalı bu muhabbete son vermeden önce naçizane tavsiyem; tadını çıkarın olur mu bu sürecin? Biliyorum çok zor ve çok yorucu bir süreç. Ama her çocuğun hayatında bir kere yaşayabileceği bir süreç ve bu süreç ne kadar keyifle tamamlanırsa, ruhu da o keyifle hissedecek bu süreci.

Her gün bırakmıyoruz bezi, bir kere bırakıyoruz, bu yüzden o bir kere hep hatırlayacağınız keyifli bir maceraya dönüşsün olur mu;)

Bu arada bezsiz hayata geçer geçmez evinizde kalan bezleri hediye paketi yapıp minik bir bebeğe birlikte hediye edin olur mu;) Ve gecesine de minik bir kek ya da pasta üzerinde bir mum üfleyin beraber;) Böylece “Merhaba Bezsiz Hayat” seremonisi keyifle tamamlansın;)

Merhaba bezsiz hayat…