Kategori arşivi: Mavi’nin Günlüğü

Woodyland Çocuk ve Aile Merkezinde Bir Gün…

Canım arkadaşım Serap Oğuz Tan’ın davetiyle Woodyland’e gittik kızım Mavi ile birlikte. Keyifli ve dolu dolu bir gün olacağa benziyordu zaten, programımız müthişti. Mavi içeride ahşap oyuncaklar ile oynarken, ben de Bebek ve Uyku’dan uyku seminerini dinleyecektim.

Seminerin akabinde ben de soluğu kızımın yanında aldım. Birlikte ahşap oyuncaklar ile oynamaya başladık.

IMG_7491

Tam burada Woodyland Aile ve Çocuk merkezinden bahsetmek isterim sizlere. Woodyland hem ahşap oyuncak markası hem de annelere ve çocuklara eğitim etkinlik gibi hizmetler veren bir aile merkezi. Fikri de hayata geçişini de gördüğüm için gerçekten Woodyland Aile Merkezinin kurucusu Aybüke hanımı hepimiz adına aslında tebrik ettim. Çünkü anneler için ülkemizde öyle az ki böyle merkezler. Düşünsenize anneler olarak bir araya geldiğimizde çocuklarımızı güvenle zaman geçirebileceğimiz bir mekan var. Büyük bir ihtiyaçtı bu kesinlikle.

Çocuklarınızın Woodyland doğal ve ahşap oyuncakları ile oynayabilecekleri 7/24 kamera sistemi bulunan bir çocuk etkinlik odası da mevcut.İşte biz bu odada uzun uzadıya oynadık kızım ile birlikte.

Peki Woodyland Aile Merkezinde neler yapabiliriz diye sorarsanız kısaca özetliyeyim sizlere;

Düzenlemek istediğiniz özel buluşma veya bir araya gelmek istediğiniz özel günlerinizde ikramlı organizasyonlar yapabilirsiniz, çocuklarınız etkinlik odasında gönüllerince oynarken siz anneler de sıcak çayınızı içip sohbetinizi keyifle yapabilirsiniz.
Homeoffice çalışan ya da evde bunalan anne iseniz, sınırsız çay kahve & ikramı ve ücretsiz wifiden yararlanabilir, notebooklarınızı alıp
gidebilirsiniz; çocuklarınızda etkinlik odasında ahşap oyuncaklar ile oynayabilirler.

Tüm bunların yanı sıra Aile merkezinin düzenleyeceği etkinlik ve panellere katılabilirsiniz.
Ayrıca diğer aktiviteleri de takipte kalın derim. ( hobi atölyeleri, masal saati, drama atölyesi, cupcake yapım atölyesi, gebelik okulu, bebeklerle dans gibi)

http://www.woodylandtr.com/ sitesinden daha detaylı bilgiye ulaşıp hem ahşap oyuncaklara bakabilir hem de etkinlikleri inceleyebilirsiniz.

Ne kadar inandığım ne kadar uzun uzadıya anlattığımdan belli dimi.

Öncesinde uyku semineri ile başlayan sonrasında ahşap oyuncaklar ile bolca oynayıp hayaller kurduğumuz ve yine sonrasında nanook  uyku çadırlarında oturup masal saatine katıldığımız bir gündü bizim için.

IMG_7524

Keyifle hatırlayacağınız dolu dolu günleriniz olsun….

Sevgilerimle…

İnci Akbay

Snapseed

Oyun Hamuru Deyip Geçmeyin…

Bir oyun hamuru; yumuşak, sıkıyoruz, şekil veriyoruz, oynuyoruz, eğleniyoruz, keyifli zaman geçiriyoruz. “Oynadık, eğlendik, keyifli zaman geçirdik işte” dediğimiz oyun hamurlarının ve setlerinin çocuklarımızın gelişimindeki yeri gerçekten de müthiş. Farkında olarak veya farkında olmayarak oyun hamurları ile oynayarak sadece oyun hamurlarını değil, çocuklarımızın geleceklerini de şekillendiriyoruz.

Oyun hamurları, yaratıcılığı her zaman geliştiren ve her zaman geçerliliği olan bir oyuncak aslında.

Çocuklarımızın, bizim dünyamızdan yakaladığı ipuçları ile hayalinde canlandırdığı her şeyi hayata geçirebileceği bir oyun bu. İsterse pasta yapar bir doğum günü canlandırır hayalinde, isterse bir salıncak yapar ve bir oyun parkında buluverir kendini. Hayali onu nereye sürüklerse, bu oyuncaklar da eşlik eder hayallerine.

Özellikle oyun hamuru setleri daha bir ilgisini çekiyor miniklerimizin. Çünkü çok çeşitli kalıp ve aparatlarının olması sebebiyle, keşif duygusunu daha da arttırıyor. Kalıplarla istediği şekli verebilmesi hem başarıyorum duygusunu tetiklerken, uzun süren keşif konsantrasyon süresine de fayda sağlıyor. Ve öğreniyor bu sayede, hep devam eden öğrenme sürecinde oyun hamuru ve setleriyle sadece hayalindekini değil, gerçek dünyada var olan bir şeyi, çiçeği, nesneyi, pastayı vb hemen hemen aynısını yapabilmenin hazzını yaşıyor. Ve isterse pastacı isterse doktor olarak devam edebiliyor oyununa. Farklı rolleri deneyimleyip, tadını çıkarıyor aslında öğrenmenin, o anki oyunlarında.
hgdf
Biz de Play-Doh Cup Cake Festivali seti ile çılgınca eğlendik geçen gün. Hani bir çocuğun bir oyuncakla oynama süresi maximum 10-15 dakikadır derler ya, söz konusu bu oyun seti olunca süre tahmin edebileceğimizden çok çok daha fazla uzuyor emin olun. Play-Doh’nun bu seti ile bize ve evdeki tüm bebeklerine rengarenk cup cake ler yaptı kızım. Tabi ki kutlama yapmadan da olmazdı dimi;) Yaptığımız her cupcake üzerine bir mum diktik üfledik kutladık bu eğlencemizi, sonrasında keklerin üzerine koymak için oyun hamurundan yaptık mumları. Gerçek mumları yanımıza koyup, bakarak aynısını yapmaya çalışmaktan da müthiş haz aldık aslında. Play-Doh Cup Cake Festivali setinin her bir aparatını keşfetmeye çalışması, her bir aparatına hamurları yerleştirip nasıl çıkacağını gözlemlemesi minicik ama harika bir bilimsel deney gibiydi adeta. Oyun setinin üzerindeki çiçek ve kalp kalıplarıyla hamuru şekillendirdi ve sonrasında da başına koydu ve “anne baak benim tokam bu” diyerek gülümsedi, Mavi. E o zaman hadi dedik, hamurlarla süslenelim biraz. Kalıplar yardımıyla yaptığımız çiçeklerden kolye, toka, yüzük yapmaya başladık. Artık süslü bir pastacı olmuştuk biz;)
lkjhg
Oyun hamurları ve setleri sadece hayal gücünü ve yaratıcılığı geliştirmekle kalmaz. El parmak kası gelişimini de müthiş anlamda destekler. O minik parmakların oyun hamuruna aparatları ile şekil vermeye çalışması aslında ince motor becerileri gelişimine ciddi destek sağlar. Bitmedi faydaları tabi ki, el göz koordinasyonun gelişimine destek verir, şekilleri, renkleri vb eğlenerek öğrenmeyi sağlar ve belki de en önemli faydalarından biri kendini ifade etme yolunu bulur çocuklarımız. Yaptığı şekillerle kendi iç dünyasını yansıtmadır bu aslında. Ve bu bizlere, anne babalara onun iç dünyasını tanımamız ve anlayabilmemiz için müthiş bir fırsat sağlar.

Siz isteyin, hem çocuğunuzun hem de kendi içinizdeki çocuğun hayal gücünüze eşlik etmesine izin verin, işte o zaman kaybolacaksınız bu dünyanın içerisinde.
Oyun hamuru ile neler yapılabilir diye sorarsak eğer, cevabım “her şey” olacaktır.
eysa
Bir kirpi yapın mesela, dikenlerini uzun makarnalardan oluşturduğunuz.
hesgafd

Boya kalemleri yerine oyun hamurları ile renklendirin resminizi.
jhgsfa

Renk deneyleri yapın mesela. Farklı iki renkteki oyun hamurunu karıştırıp, nasıl bir renk çıkacağını gözlemleyin.
Sevgiyle, hayal dünyanızdaki o müthiş oyunlarla kalın…
Mavibebegim
İnci Akbay
jhg

Bardabas Bebek İle Tanıştınız mı?

Oyunun, çocuklarımızın hayatını nasıl müthiş şekillendirdiğini hepimiz biliyoruz. Hayatı oyunla öğrenip, dünyayı oyunla keşfediyorlar gerçekten de. En basit dediğimiz, güldük eğlendik keyifli vakit geçirdik işte dediğimiz oyunlarda bile aslında çocuğumuza, gelişimine bu doğal ve doğuştan olan keşfine önemli ölçüde katkı sağlayıp, yol göstericileri oluyoruz onların. Bu katkılar saymakla bitmez belki de hele ki bebeklik dönemi kadar kritik ve tüm algılarının açık olduğu bir dönemde biz anne babalara büyük bir rol düşüyor. Oyuncu rolü bu. Çok ciddi bir rol ve aşkla yapılacak bir rol bu. İşte bu noktada ne oynayacağız, ne oynatacağız sorularını soran anneler için hem hayatlarını kolaylaştıracak hem de bebeklerinin gelişimine keyifli bir biçimde katkıda bulunacak Bardabas Bebek müthiş bir fikir olarak karşımıza geliyor.

wg

Kısaca Bardabas Bebek’in ne olduğundan ve bizlere ne kattığından bahsetmek isterim. Bardabas Bebek her ay evinize gelen ve içerisinde her ay 5 farklı aktivitenin, ödül ve koku seremonisinin bulunduğu bir set. Bu aktivitelerle hem siz anne ve bebeklerine keyifli vakit geçirtmek amaçlanırken hem de bebeğinizin gelişimine destek olabilecek bir set. Bebeğinizin bilişsel gelişimi ( akıl yürütme, öğrenme, zihinde canlandırma, gözlem, karşılaştırma, sonuç çıkarma vb gibi ) , psiko-motor gelişimi ( el parmak kasları, el göz koordinasyonu vb gibi ), sosyo-duygusal gelişim ( duygularını dışa vurma, işbirliği yapabilme, yardımlaşma, ebeveyni ile bağlanma temelini kuvvetlendirme vb gibi ) hedeflenmektedir. Bununla birlikte bebeğin gelişiminde özellikle beyin gelişiminde, beş duyu oyunlarının önemi büyüktür. Ve Bardabas Bebek kutuları içerisindeki aktivitelerde beş duyu gelişimine yönelik oyunlar sıklıkla yer almaktadır. Işık oyunları, farklı dokulara dokunma oyunları gibi.

7_5_2_Cocuk elli resimler

2_5_2_Cocuk elli resimler
Her kutunun içerisinde bir ödül seremonisi var. Aktivitenizi yaptıktan sonra kendinize ve bebeğinize bir gülen yüz çıkartması yapıştırıyorsunuz ve birbirinizi alkışlıyorsunuz çünkü siz müthiş bir takım çalışması yaptınız birlikte. Bu takım çalışmasında bebeğiniz bu oyunlarla dünyayı keşfederken siz de onu yönlendirici değil iyi bir yol gösterici oldunuz.

Bununla birlikte her kutunun içerisinde bir de koku seremonisi var. Aktivitenizi yaptınız, ödül seremonisini tamamladınız sırada koku ile bu keyifli anı kalıcı kılmak var. Kutuyu kaldırmadan önce içerisinden çıkan lavanta yağını bir damla kendi avucunuza bir damla bebeğinizin avucuna sürerek ellerinizi birbirinize sürtün ve derin derin koklayın yüzünüzde bir gülümseme ile. Bebeklik dönemini hiçbirimiz hatırlamayız ama işin içerisinde koku varsa işte o zaman anılarımız canlanır çünkü bizi geçmişe götürebilecek tek şey kokudur aslında. Bebeğiniz büyüdüğünde bu kokuyu duyduğunda sizinle beraber geçirdiği o keyifli anlara gidecek hafızasında. Ve böylece oyununuzu da, beraber geçirdiğiniz bu keyifli zamanları da aslında kalıcı kılmış olacaksınız.

QY3RHQ5
Bardabas Bebek ailesinde yer almaktan gerçekten gurur ve mutluluk duyuyorum çünkü bu kutuların içinde diğer tüm aktivitelerden farklı olarak bir ruh olduğuna inanıyorum. Anne ruhu bu, içerisindeki tüm oyunlara da aktivitelere de duyguyu da katarak oynamanızı sağlayacak bir ruh.
Bardabas Bebek ile ilgili detaylı bilgiye www.bardabas.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Beni bilirsiniz ben yazılarımı hiçbir zaman hoşçakalın diye bitirmem , hep sevgiyle ve oyunla kalın diye bitiririm. Ve yine sizlere sözüm aynı, oyunla kalın olur mu;)
Sevgilerimle
İnci Akbay

bardabas

Ananen mi Daha Çok Seviyor Babaannen mi?

Hepimiz küçükken şu sorulara maruz kalmışızdır. “Anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı?” , ” Amcanı mı daha çok seviyorsun dayını mı?”, “Onu mu daha çok seviyorsun, bunu mu?” …. Bu sorular aslında benim kabusumdu ve bitmek bilmezdi bir türlü. Neden birini daha çok sevmeliydim ikisini de aynı derecede çok sevemez miydim yani. “İkisini de ” diye cevap verirdim ama yine de bitmezdi kapanmazdı konu “Hadi, hadi, hadii birini daha çok seviyorsundur söyle”. Oooooofff ki ne offf. Şimdi bana bu soruları soran herkese benim bir sorum var:

“Siz hangi çocuğunuzu daha çok seviyorsunuz?”

”Aaaa olur mu hiç öyle şey, insan çocuğunu ayırır mı hiç birbirinden” dediğinizi duyar gibiyim.

Peki, çocuklarınız büyüdü, torunlarınız oldu. Bu soruyu tekrar soruyorum:

”Hangi torununuzu daha çok seviyorsunuz?” Bu soruya cevap vermek için biraz düşünülüyor mu acaba! Keşke herkes ” Aaaa olur mu hiç öyle şey insan torununu ayırır mı hiç birbirinden ” cevabını verebilse. Ya da ” Ananen mi daha çok seviyor, babaannen mi?” sorusunu duyduğumuzda hangi yaşta olursak olalım, ”İkisi de birbirinden çok seviyor” cevabını verebilsek keşke.

Anne baba sevgisi ayrılmaz ve ikisinin de yeri bambaşkadır tıpkı çocukların sevgisi gibi.

Aslında torun sevgisi de ayrılmaz ve ikisinin de yeri bambaşkadır tıpkı çocuklarının sevgisi gibi, hatta çocuklarının sevgisinden daha büyük bir sevgi belki de. ( Burada sevgi kelimesini yazarken bile zorlanıyorum aslında, onun yerine yakınlık veya ilgi demek daha doğru olabilir. Çünkü toruna veya bir çocuğa sevgisizlik göstermek demek, benim için dünyadaki en büyük suçlardan biri. Bu yüzden bundan sonrası için sevgi kelimesi yerine yakınlık veya ilgi diye devam edeceğim.)

Ama pek de öyle değil sanki. O birbirinden ayıramadığın can’ım dediğin çocukların büyüyor, evleniyor ve can’ının can’ları dünyaya geliyor. Belki de en büyük sevgi o. Ben şuan sadece bir anneyim ve benim için en büyük sevgi çocuğum ama çocuğumun bir çocuğu olduğu günleri görürsem, eskilerin dediği gibi “torun baldan tatlı olacak” belki de. Fakat can’ının can’ından parça olan torunlar için yakınlık veya ilgi değişebiliyor sanki. İşin içerisine gelin ya da damat faktörü giriyor , iyi ya da kötü olmaları önemli değil. Diğer torun gelinin ya da damadın çocuğu gibi olmaya başlıyor ve bizimkisi seninkisi gibi ayrımlar söz konusu oluyor maalesef ki.

Bir torunun hafif nezle olsa yüreğin ağzına geliyor, diğer torunun zatürre olsa geçmiş olsun diyorsun ve hayat devam ediyor. Bir torununun her anına şahit olmak isterken, diğer torununu aylarca görmesen olabiliyor ve hayat devam ediyor. Bir torununun boy boy fotoğraflarını paylaşırken ya da duvarına asarken buluyorsun kendini, diğer torununun fotoğrafı var mıdır yok mudur hatırlamıyorsun ve hayat devam ediyor…

Ya da tam tersi düşünün mesela.

Bir torunun iki gün seni görmese adını sayıklıyor, diğer torunun aylarca görmese eksikliğini hissetmiyor. Bir torunun seni görür görmez koşa koşa gelirken kucağına, diğer torunun çekine çekine yaklaşıyor.

Sorun torunda mı? Yoksa bu enerjiyi veya hissi hissettirenlerde mi? Boşuna değil aslında , bebekler ve hayvanlar enerjiyi en iyi hisseder söylemi. Çocuğunuz tanıdık olsun olmasın birini gördüğünde durduk yere ağlamaya veya istememeye başlıyorsa, çocuğunuzun hissine, enerjisine önem verin, saygı duyun ve zorlamayın alışana kadar. Samimi sevgiyi de samimiyetsiz sevgiyi de , gözle görülmeyen ilgiyi de ilgisizliği de hissediyorlar belki de.

Bazı çocuklar buram buram anane yakınlığı ve ilgisi ile büyürken, bazı çocuklar buram buram babaanne yakınlığı ve ilgisi ile büyüyor. Ne mutlu ve şanslı ki bazıları da her iki yakınlık ve ilgi ile büyüyor. Kendimden pay biçerek yazıyorum, her ikisini de sevmeme rağmen, ben de buram buram anane yakınlığı ve ilgisi ile büyüyenlerdenim.

Ama anlayamadığım ne oluyor da bir taraf daha ağır basıyor ? Her ikisi de torun. Kızından, oğlundan, gelininden, damadından ne farkeder.

Farketmez işte, farketmemeli de. Küçüktüm ama farkettim ve hissettim. Küçükler ama farkediyorlar ve hissediyorlar.

Biraz sert mi geldi yazı? Bence biraz sert değil de özeleştiri için iyi bir fırsat mı acaba?

Torunları arasında yakınlık ve ilgi anlayışı farklı olan, ya da seninki benimki diye ayırt eden ananelere veya babaannelere bu yazı iki satır kelam olsun.

Buram buram hem anane hem de babaanne yakınlığı ve ilgisi ile büyüyen çocuklarımızın anane ve babaannelerine de bizden çoook büyük selam olsun.

”Hangi torununu daha çok seviyorsun?”

”Aaaa olur mu hiç öyle şey.”

Bu soruya hep böyle bir cevap verebilmesi dileğimle herkesin.

Sevgiyle kalın hep olur mu. Unutmayın sevgi bölündükçe değil paylaşıldıkça artar;)

 

Bir Build-A-Bear Workshop Macerası…

Çok sevdiğim arkadaşım Serap Oğuz Tan aradı bir gün. “İncicim çocuklarımızla çok eğlenceli bir gün geçirelim mi” dedi o sıcacık ses tonuyla. Cevabım tabiki evetti. Söz konusu çocuğum ve onunla geçireceğim her keyifli zaman için olduğu gibi. Sadece eğlenceli değil aynı zamanda da değişik bir tecrübe yaşadığımız bir gündü hem çocuklarımız hem de bizler için.

bear6
Capitol Avm Build-A-Bear Workshop mağazasında bir workshop’a katıldık. Şimdi adım adım bu eğlenceli aynı zamanda da değişik bir tecrübe olan workshop’u anlatacağım. Hazır olun bol fotoğraflı ve buram buram keyif ve adım adım kendi arkadaşımızı nasıl tasarladığımızı anlatan bir yazı geliyor;)

Öncelikle kısaca Build-A-Bear Workshop’un ne olduğunundan bahsetmek isterim. İnteraktif pelüş arkadaş tasarlama deneyimi aslında. Kıyafetinden sesine kadar tamamen kendi zevkinize göre dünyaya getireceğiniz bir pelüş arkadaş bu.

Şimdi başlıyoruz;)

Hani bir pelüş arkadaş tasarlama deneyimi dedim ya, işte bu tasarlama deneyimi tam 7 adımdan oluşuyor.

İlk adım “Beni Seç”: Birbirinden farklı bir sürü pelüş arkadaşınızdan hangisini istediğinize karar verip, bir tanesi ile arkadaşlığınızı başlatıyorsunuz. Bizim seçimimiz bir Pony idi. Kızımın atlara olan sevgisi ve aşkı malum, ve bir Pony ile arkadaşlığımızı duygularımızla baki kılmak istedik.

bear11

İkinci adım “Beni Duy”: Seçtiğiniz Pelüş arkadaşınızı daha da özel kılmak için kendi sesinizi kaydedip içerisine koyuyorsunuz. Biz Pony’miz için de kaydettik. Bizim kaydımız “Seni seviyorum Maviii, seni seviyorum anneeee” idi.

bear5
Üçüncü adım “Beni Doldur”: İçi boş şekilde seçtiğimiz Pony’i istediğimiz yumuşaklıkta içini doldurduk.

bear7
Dördüncü adım “Bana Sarıl”: Pelüş arkadaşınız için bir kalp veriyorsunuz. Ama kalbini dinlemeden önce bir seremonisi var, öyle güzel bir seremoni ki. Önce kalbi ısıtıyorsunuz avuçlarınızın içerisinde. Sonra öpüp sarılıyorsunuz. Ve dileğinizi tutup arkadaşınızın içerisine koyuyorsunuz bu kalbi. Biz tam üç kalp seçtik. Yani Pony’mizin tam üç kalbi var. Üç kişilik ailemiz için.

bear3
Beşinci adım “Beni Temizle”: Seçtiğiniz pelüş arkadaşınızı fırça ve hava ile temizleyip daha da sıkı sarılıyorsunuz.

bear8
Altıncı adım “ Beni Giydir”: Bu çok keyifli bir adımmış. Yüzlerce kıyafet ve aksesuar arasından seçtiklerinizi Pelüş arkadaşınızı giyinme odasında giydirip, kendi kombininize kendiniz karar vermiş oluyorsunuz.

bear
bear10

Yedinci ve son adım ise “Bana İsim Ver”: Pelüş arkadaşınıza bir isim verip, kimlik belgesi hazırlıyorsunuz. Adı, kime ait olduğu, göz rengi, boyu vb çok detaylı ve keyifli bir kimlik belgesi bu. Bizim Pon’mizin adı “Maviş” oldu.

Ve son olarak O’nu eve götürmeden önce “Arkadaş Sözü” vermemiz gerekiyor. Biz Pony’miz ile arkadaş sözümüzü verdik ve hep sımsıkı sarılıyoruz O’na.

bear1

Benzersiz bir deneyimdi benim ve kızım için. Şimdi biz nereye arkadaşımız Pony de oraya;)
Sevgiyle kalın…

www.buildabear.com.tr

Bir Uyku Matı Düşünün: Nap Mat

Bir uyku matı düşünün. Çocuğum içine girsin uyusun ve nereye istersek bizimle birlikte gelebilsin diye arzu ettiğiniz. İşte ben de bu sebeplerle temin etmek istemiştim bu uyku matını. Yanımızda taşırız ve kızım gittiğimiz yerde uykuya geçme konusunda yabancılık çekmez ve o düzenimizi korumamıza yardımcı olur diye. Ama bu uyku matı sadece çocuğunuzun içine girip uyuması için değilmiş meğer.

Kapımız çaldı ve kargocu elindeki paketi bize verdi. Neymiş acaba diye heyecanla açtı kızım paketi. Ve içerisinden çıkan bu uyku matı ile saatlerce oynamaya başladı Mavi. İşte ben de o zaman öğrendim bu uyku matının sadece çocuğumun içine girip uyuması için olmadığını.

Aslında bezden bir dünya idi resmen kargo görevlisinin getirdiği. Kızım için kendi kendine yetebildiği ve sadece rüyalarına değil hayallerine de arkadaşlık edebileceği bir dünya idi resmen. Önce kendi girdi içerisine, yattı, kendi ninnisini kendisi söyledi, yetmedi, kendi masalını kendisi anlatmaya başladı. O da yetmedi, bebeklerini ama en çok sevdiği Niloya’sını uyutmak istedi, ona nasıl uyuyacağını öğretti, masallarını anlattı, sonra birlikte kamp yaptık evin içerisinde, hayalden bir kamp ateşimiz vardı, kamp hikayelerimizi ateşin çevresinde anlattık, şarkılarımızı söyledik ve dans ettik o ateşin çevresinde ve sonrasında uykumuz geldiği için uyku matının içerisine girip gökyüzüne baktık yine hayalden bizim tabirimizle şakacıktan. Yıldızları saydık ve uyuduk beraber. Ve daha bir sürü anımız oldu uyku matımız ile birlikte. Hani bezden bir dünya gibiydi sanki demiştim ya işte bu hissimi bana fazlasıyla yaşattı açıkçası.

nanook2

Oyunlarımızın da uykularımızın da vazgeçilmezi haline gelen yastığı, battaniyesi ve matının bir arada olduğu ve katlandığında çanta şeklini alan ve gittiğiniz her yere çok büyük rahatlıkla götürebileceğiniz bu uyku matlarını hayata geçirenleri tebrik ediyorum yürekten.

https://www.instagram.com/nanookkids/

nanook3

nanook4

 

Yeni Keşfim MomsCotton

Yalnız bir hamilelik ve annelik süreci geçirmiş bir anne olarak ara ara yeni keşiflerimi paylaşıyorum sizlerle. Çünkü annelik ve hamilelik sürecinde ne alalım acaba sorusu kafalarımızı ciddi anlamda kurcalıyor biliyorum. Hele ki ben bebeğimi kucağıma aldığım ilk günlerde gerekli gereksiz ya da yanlış ne kadar çok ürün aldığımı biliyorum. Özellikle hamileliğin son günlerinde yenidoğan hazırlık listesi yapıp aldıklarım var yaa, inanın bana birçoğunu ya değiştirdim ya da kaldı kullanamadım bile. Çünkü hiçbir fikrim olmadan , deneyimleyen birinden yardım göremeden almıştım. Bu sebeple bütün çevremdeki arkadaşlarıma bu konuda yol göstermeye çalışıyorum. Yeni keşiflerimi, hayatımı kolaylaştıran ve faydasına, kullanılabilirliğine yürekten inandığım ürünleri, sizlere de fikir verebilmek amacıyla paylaşmaya devam edeceğim elimden geldiğince.

Yeni keşiflerimden bir tanesi MomsCotton. Daha doğrusu MomsCotton dan aldığım üç adet farklı ürün.

Bir tanesi en en favorilerimden olan “Mama Sandalyesi Tepsi Kılıfı”.
Benim takıntılı olduğum birkaç konu var, dışarıya çıktığımız zaman. Avm vb yerlerde tuvaletlere girmememiz ve avm, cafe vb yerlerde yemek yerken kullandığımız mama sandalyeleri. Ne zaman bir yere yemeğe otursak kendimi can hıraç mama sandalyesi tepsisini silerken buluyorum. Fakat bir süredir içim rahat. Bu yeni keşfim mama sandalyesi tepsi kılıfı ile. Kısaca bahsedeyim isterseniz; anti bakteriyel, anti alerjik, geri dönüşümlü malzemeden üretilmiş tek kullanımlık, kullan at kılıflar bunlar. Dışarıya çıktığımızda, o hani bize hep kirli görünen mama sandalye tepsileri var ya, artık benim içim rahat hale geldi resmen bu sayede. İki şekli var, kare ve oval. Ve kullanımı da çok pratik, kolayca takılıyor ve lastikli olduğu için kolayca çıkaramıyor bebeklerimiz ve yırtılmıyor da işin güzel tarafı.

momscotton4

momscotton3

Diğer favori ürünüm ise; “Bebek Arabası Minderi”. Ah üşüdü eyvah bir yeri açıldı, ay terledi mi derdimi ortadan kaldıran bir ürün resmen. Hani bebeğimiz için bir şey, kıyafet vb seçerken hep pamuklu olmasına özen gösteriyoruz ya, bu tam da bebek arabaları için böyle bir ürün. Pamuklu kumaşlardan renk renk istediğiniz deseni seçerek, bebek arabanızda gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. Üzerinde de çıkartılabilen bir örtüsü de var, soğuk havalarda yorgan niteliğinde resmen.

_MG_6719

_MG_6723

Gelelim MomsCotton son favori ürünüme; “Uyku Tulumu”.

Bir tek benim kızım mı bilmiyorum ama uyku zamanları üstünün örtülmesini hiç istemiyor. Bir insan gece uyurken, üzerinin örtüldüğünü hissedip hemen yorganı, battaniyeyi tekmelemeye başlar mı. Walla hissediyor resmen, ne kadar derin uykuda olursa olsun. Hele ki emzirmeyi kestiğimiz şu süreçte uyanmasın diye gözünün içine bakarken ( çünkü uyanınca artık meme olmadığı için hayatında, uykuya geçişi çok zor olacak) üzerini örtmeye çalışmıyorum artık. Hissedip uyanacak diye korkumdan. İşte bu süreçte keşfettiğim bir ürün bu uyku tulumu ve içimi müthiş rahat ettiren. Üşüyor mu, üzerini yine açmış mı, örteyim mi derdinden ben kurtuldum, kızım da yorganlarla battaniyelerle verdiği savaştan kurtuldu.

momscotton1

momscotton2

Mavibebeğim tavsiyesidir: www.momscotton.com

Yeni üç keşfim bu şimdilik, diğer keşiflerim de tekrar görüşmek üzere…

Sevgiyle kalın…

Anneler ve Anne Adayları için Yeni Bir Arkadaş: LCW Baby

Hamileliği ve doğum sonrası yalnız geçen bir anne olarak yazıyorum. Bebeğimi kucağıma aldığımda kafası kesilmiş tavuklar gibi ne yöne gideceğini ve ne yapacağını daha doğrusu ne yapması gerektiğini şaşırmış ve bilmeyen bir anne olarak yazıyorum. Keşke birileri tecrübeleri de , bilgisini de, manen desteğini de benimle paylaşabilmiş olsaydı, yol gösterebilseydi bu ilk annelik tecrübemde diye hep iç geçirmiş bir anne olarak yazıyorum. Kızım büyüdü, artık o benim yol göstericim , arkadaşım, evet geçti yalnızlık hissi ama geçmedi ve geçmiyor işte kırgınlıklar. Ama iyi tarafından bakmak gerekirse bu yaşadığım yalnızlık sebebiyle girdim sosyal medyaya ve başladım blog yazmaya, belki birilerine arkadaşlık ederim ve yine belki birileri de bana arkadaşlık eder diye. Kendi tecrübelerimi, bildiklerimi, öğrendiklerimi yine kendi naçizane tavsiyem ile paylaşmaya başladım ve büyük bir aile olduk. Birbirimiz için paylaştık ve paylaşmaya da devam ediyoruz. İşte bu noktada keyfili bir paylaşımım daha var sizlere. Anneler ve anne adayları için hamilelikten, bebeklik sürecinin bitişine kadar sizlere arkadaşlık edebilecek, yol gösterebilecek bir uygulama paylaşımıdır bu yazım: LCW Baby

Peki nedir LCW Baby;

Hepimizin yıllardır ve yakından tanıdığı LC Waikiki anneler ve bebekleri için, Acıbadem Fulya Hastanesi’nin uzman hekim kadrosuyla birlikte, özel bir mobil uygulama geliştirdi. Yeni doğum yapmış annelere ve hamilelere yönelik ender uygulamalardan olan “LCWbaby”; aşı hatırlatmalarından, hamilelik döneminde kilo kontrolüne kadar anne adayları ve bebeklerin ihtiyacı olan tüm bilgileri içeriyor. Ayrıca lcwbaby.com’dan hamilelik sırası ve doğum sonrası ile ilgili tüm konularda, konunun uzmanları tarafından hazırlanmış güncel içeriklere ulaşılabiliyorsunuz. En güzel tarafı ise hamilelik ve bebek gelişim modülünü tek bir uygulamada birleştirmesi;)

Acıbadem Fulya Hastanesi doktorlarının verdiği içerik desteğiyle hem hamilelik süresince faydalı bilgilere ulaşılıyor, hem de doğum sonrasında bebek ve anneler için kritik gelişmeler takip edilebiliyor.

Hamilelik süresince; kendinizin ve bebeğinizin haftalık gelişimini takip edebilir, fotoğraflarını çekip arşivleyebilir, muhtemel doğum tarihini öğrenebilir, favori isimlerinizi kayıt altına alabilirsiniz. En kritik konulardan biri olan kilo kontrolleri de dahil olmak üzere, içerikler ve tüm bilgiler Acıbadem Fulya Hastanesi’nin uzman kadrosu tarafından düzenli olarak güncelleniyor.

Peki ya sonrası, hani hep bebeklikten çocukluğa geçiş dönemi diye bahsettiğimiz, çok önemli olan ilk 24 ay; Uygulama, 24 aya kadar bebeği olan anneler için de oldukça kullanışlı. Bebeğinizin 24 aya kadarki gelişimi hakkında detaylı bilgiler veren ve aylık olarak annelere kılavuzluk yapan “LCWbaby” mobil uygulamasında; emzirme, aşı, alt değiştirme, ilaç gibi hatırlatmalar da bulunuyor. Boy, kilo ve baş çevresi bilgilerini kayıt altında tutan uygulama aynı zamanda bebeğin fotoğraflarının arşivlenmesine de olanak veriyor.

Bu uygulamayı tüm cep telefonlarınızdan (Appstore veya GooglePlay’den)  “LCWbaby” ismiyle ücretsiz olarak indirilebilir, blog sayfasını da www.lcwbaby.com sayfasından takip edilebilirsiniz.

Enerjisi ve donanımı müthiş bir ekiple ve uygulamanın içeriğini hazırlayan Acıbadem Fulya Hastanesi hekimleri ile bir araya gelip de böyle bir projede yer aldığım için mutluyum ve sizlere de bu enerjiyle yazıyorum…

Sevgilerimle…

İnci Akbay