mavibebegim tarafından yazılmış tüm yazılar

Okusak Büyüsek

Oldum olası sevmişimdir okumayı, kitapları , defterleri. Hala ne zaman bir kırtasiyeye girsem kaybederim kendimi. Fakat ömrümün en yoğun, en uykusuz ve en yorgun ( fiziken en yorgun ama ruhen en huzurlu ) dönemimde okudum ben hayatımda okumadığım kadar çok kitap. Mavi’nin doğumuyla başlayan bir dönemdi benim için.
Çok ciddi sayıda kitap okudum şu 11 buçuk ay süresince. Ortalama haftada 2 kitap bitiriyordum. Beğendiğim yerlerin altını çiziyor ya da işaretliyorum sadece çizdiğim ya da işaretlediğim yerleri okuyordum. Bazen de ben özetliyordum kitabı.
Bu süre zarfında en beğendiğim kitaplar ve bu kitaplardan can alıcı birkaç cümle:

20140903_155103

Akıllı Bebekler Akademisi- M.Semih Sumak / Elçin Gören Sumak

“Çocukların çamuruna şekil verip onları eşsiz birer sanat eserine dönüştürmek ana babaların elindedir. Bunu yapmanın iki temel ön şartı vardır; birincisi çocuklarının potansiyel bir dahi olduğunu bilmeleri, ikincisi bu dehayı açığa çıkarmak için gereken bilgi ve beceriye ulaşacak çabayı göstermeye- hayatlarının oyununu oynamaya- hazır olmalarıdır.”

20140903_155004

 

Bebek İşaret Dili- Yasemin Yusufoff

“Bebeğiniz doğduğunda 100 milyar nöronlu ve saniyede 700 bağlantı kurabilen, Einstein gibilerin yanında gerizekalı sayılabilecekleri bir beyne sahiptir. Mesele, bu akıl almaz potansiyeli öldürmemektir.”

 

20140903_155114

Her Çocuk Üstün Yeteneklidir- Dr. Bahar Eriş

“Doğru model yoktur,çocuğa en uygun model vardır.”

 

20140903_155023

Yürekten Anne Baba Olmak- Kudret Eren Yavuz/ Nur Kutlu

“Bilinçli ebeveynlik yolunda güçlü bağlar kurmak isteyen anne babalar kendilerini geliştirme yolculuğunda ilk adım olarak kendilerinden işe başlamalıdır.”

 

20140903_155043

Bebeğinizin Beyin Eğitimi- Fergus Lowe/ Brigid Lowe

“Sağlıklı bir bebeğin ağlamasının en sık nedeni , öğrenmesi gerekenin ona verilmemesidir. Bırakın bebeğiniz istediği kadar öğrensin; mutlu olduğunu göreceksiniz. Kulağa basitmiş gibi geliyor ancak uygulamak için enerji ve beceriye ihtiyaç var”

 

20140903_155031

Montessori Yöntemiyle Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir?-Tim Seldin

“Montessori, kendini saygın ve yetkin hisseden bir çocuğun, sadece sevgi ve ilgiyle büyüyen bir çocuktan ruhsal yönden daha sağlıklı olduğunu söyler.”

 

20140903_155014

Mahallenin En Mutlu Yumurcağı- Dr. Harvey Karp

“Çocuğunuzun bir oyuncak için saatlerce ağladıktan sonra bu oyuncağı eline alır almaz yere attığını hiç fark ettiniz mi? Bunun nedeni anlayış ve saygı görmeyi, bir nesneden daha fazla istemesidir. “

Mavi ise doğar doğmaz tanıştı kitaplarla. Daha kırkı çıkmadan farklı dokusu olan kitaplara dokunduruyordum o minik parmaklarını.
Doğduğundan bu yana Bebek Dokun Öğren serisini severek okuduk, dokunduk dokularına.

 

20140903_154804

Banyolarımızda da bize su kitabımız eşlik etmeye başladı. Okumanın yeri ve zamanı olmazmış demek ki:)

 

20140903_225307

Mavi 4 aylık olduğunda artık gece uyku rutinimizin bir parçası haline getirmiştik kitap okumayı. Her gece uyku rutinimizi gerçekleştirdikten sonra kitabımızı alıyor ve parmağımla resimleri göstererek okumaya, anlatmaya başlıyorum. Sonra da kitabımızın ön kapağında hangi resim varsa onu öpüyor ve iyi geceler diliyoruz. Mesela Minik Zebra kitabının ön yüzünde Zebra var. Kitabı okuyunca önce ben öpüyorum zebrayı “ İyi geceler Zebra, yarın gece görüşürüz, mutlu uykular” diyorum ve sonra Mavi’ye uzatıyorum. Şimdi artık Mavi de öpüyor ve kitaba bakarak “bidi bidi bit” diyor ve yerine bırakıyoruz beraber kitabı. Tabii bazı zamanlar o kadar çok uykumuz gelmiş oluyor ki Mavi dayanamayıp kitabın ortasında kapatıyor kitabı öpüyor bana uzatıyor öpmem için O zaman yine iyi geceler diliyorum kitabımıza ve yerine bırakıyoruz , sonra hoooop yatak.
Nuri Avcı Çakman’nın kitaplarını beğenerek aldım. Kitabın az sayfalı, resimlerinin büyük ve yazılarının az olması benim için önceliğimdi. Bir de Mavi için alacağım kitapları mutlaka orada önce okuyorum bütün içeriğine bakıyorum. Çocuk kitabı ne de olsa kötü bişiy olmaz demeyin, öcüler vb çok rastladım maalesef

 

20140903_143410

Son dönemde sevdiğimiz kitaplardan biri de tahmin et , acaba bu neymiş tarzı kitaplar. Mesela bir sayfada kedinin kuyruğu gözüküyor sadece, “ Aaaa Mavi, burada ne var acaba “ diyorum ve kitabın arka sayfasını açınca kedinin tamamını görüyoruz ve çok hoşuna gidiyor. Bu sayede hem hayvanı bulmaya çalışması hem sevinci gerçekten de harika benim için.

 

20140903_154921

 

 

Müzikli kitapları hep çok sevdik. Artık her sayfayı değiştirdiğinde kendi basıyor ve hem sayfaya bakıyor hem de müziği dinliyoruz

 

20140903_154730

Üç boyutlu kitaplara yeni başladık ve çok sevdik.

 

20140903_154652

Çocuk duyduğunu değil, gördüğünü taklit edermiş. Biz okuyalım ki çocuklarımız da okusun…

1409828051285

1409828186722

Dinlesek Büyüsek

Müzik ve şarkılar bizim hayatımızın bir parçası gibi,yemek yemek gibi, uyumak gibi…Sabahları “günaydın de” şarkımız ile günaydın diyoruz kapıya, aynaya, oyuncaklarımıza, çiçeklerimize, birbirimize, dünyaya Oyunlarımızı şarkılarımız ile oynuyoruz mutlaka, vücudumuzu şarkılar eşliğinde tanıyoruz, sayıları şarkılar eşliğinde sayıyoruz. Yemeklerimizi yerken bile güzel bir şarkı eşlik ediyor mutlaka bize. Araba ile yolculuk yaparken artık sadece çocuk şarkıları dinliyoruz biz. Her akşam ailecek dans ediyoruz “ Bay güneş “ şarkısı eşliğinde. Banyomuzu dahi yaparken yine şarkılarımız eşlik ediyor bize. Bazen “ After the bath” dinliyoruz bazen “ Bıcı bıcı yapalım tertemiz olalım” diyoruz. Ne zaman dışarı çıksak bebek arabamızla sokakta gördüğümüz hayvanlara şarkılarla sesleniyoruz. “ Kediler hep miyav der, miyav der, miyav der, köpekler hep hav hav der hav hav der hav hav der “
Gece uykuya klasik müzik dinleyerek geçiyoruz. Uykuya dalana kadar klasik müzik eşlik ediyor rüyalarımıza.
Biz bebeğimle melodik bir hayat yaşıyoruz, ritimler, müzik, melodi hayatımızın hep bir parçası.
Şiir gibi, şarkı gibi, ritimleri hep mutlu, sözleri hep anlamlı bir hayatımız olsun bebeğim.
Seni çok seviyorum.

Mavi’nin en sevdiği mutlu 25 şarkımız ve aşağıda mutlu linkleri:

1. Rain Rain Go Away Şarkımız.
Ne zaman yağmur yağsa seni dinlemeyi çok severiz ki biz:)
http://www.youtube.com/watch?v=Zu6o23Pu0Do

2. Finger Family Şarkımız.
Parmaklarımızı saymak seninle çook daha keyifli bizim için:)
http://www.youtube.com/watch?v=YJyNoFkud6g

3. A’cım B’cim C’cim Şarkımız.
Alfabe hiç bu kadar sevimli olmamıştı herhalde canım A, canım B, canım C:)
http://www.youtube.com/watch?v=4EJRZSng8hA

4. Baa Baa Black Ship Şarkımız.
Kuzucuklar ne tatlısınız siz:)
http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=rZm9imuAp6o

5. Bay Güneş Sayıları Saymayı Öğretiyor Şarkımız.
Güneş sadece ısıtmazmış meğer bizleri:)
http://www.youtube.com/watch?v=pH4GtkIQzD4

6. Head, Shoulders, Knees And Toes Şarkımız.
Nasıl eğleniyoruz biz seninle, baş, omuz, dirsek ve dizimizi göstererek nasıl da dans ediyoruz sayende:)
http://www.youtube.com/watch?v=08XOjVqz9q4

7. Bingo Şarkımız.
Akıllı köpek Bingo ile biz çok eğleniyoruz:)
http://www.youtube.com/watch?v=FNHhoFIS844

8. 10 Little Fingers Şarkımız.
On parmağımız bizim, onunuzu da çook seviyoruz biz:)
http://www.youtube.com/watch?v=TFAyQJKGJRA

9. After The Bath I Try Try Try Şarkımız.
Banyolarımıza, banyo sonramıza nasıl da keyifle coşkuyla eşlik edersin sen:)
http://www.youtube.com/watch?v=yZMZsTQ2N7s

10. Are You Sleeping Şarkımız.
Ne de güzel uyuyor kardeşlerimiz:)
http://www.youtube.com/watch?v=W6xT9M3EbGY

11. If You Are Happy And You Know Clap Your Hands Şarkımız.
Biz hep mutluyuz ve hep alkış yapıyoruz ki:)
http://www.youtube.com/watch?v=Q4q9IVfNWC0

12. Küçük Kurbağa Şarkımız.
Küçük kurbağamız sevimli sevimli yüzüyor derede:)
http://www.youtube.com/watch?v=nUHMp939ODY

13. Ali Baba’nın Çiftliği Şarkımız.
Ali Babamızın çiftliğindeki hayvanlar bizim en yakın arkadaşlarımız:)
http://www.youtube.com/watch?v=Nl7XUcQrZzk

14. Arı Vız Vız Vız Şarkımız.
Ah güzel arı ne güzel vız vız vız diye şarkılar söylüyorsun sen bizlere:)
http://www.youtube.com/watch?v=Og0xtlGGUcU

15. Kırmızı Balık Şarkımız.
Kırmızı balığımız gölde kıvrıla kıvrıla yüzüyor:)
http://www.youtube.com/watch?v=4vaZNfR6hqM

16. Bıcı Bıcı Yapalım, Tertemiz Olalım Şarkımız.
Banyo şarkılarımızdan birisin sen. Hem tertemiz oluyoruz hem de çok eğleniyoruz seninle:)
http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=2WymlzedOjU

17. Old Macdonald Had A Farm Şarkımız.
Hem Ali babamızın hem de Macdonald’ın çiftlikleri bir harika gerçekten de
http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=8_U5dJd-rig

18. Vücudumuz Şarkısı.
Vücudumuzu sayende daha bir güzel tanıyoruz dans ede ede hem de:)
http://www.youtube.com/watch?v=Tc0pvDH5zrQ

19. Günaydın De Şarkımız.
Biz her sabah anneye babaya, arkadaşlara, tüm dünyaya günyadın diyoruz ve gülümsüyoruz hayata:)
http://www.youtube.com/watch?v=x0e3rTWt96M

20. Bir Küçücük Aslancık Varmış Şarkımız.
Aslancığımız hop hop geziyor, bütün anneler gibi annesi yavrusunu çoook seviyor:)
http://www.youtube.com/watch?v=tom1umgiL50

21. Hayvanlar Şarkımız.
Ne zaman dışarı çıksak hayvanlara sayende çook güzel bir şarkı söylüyoruz biz. Kediler hep miyav der miyav der miyav der:)
http://www.youtube.com/watch?v=lQKCoQ8PsjM

22. Row Row Your Boat Şarkımız.
Uyku öncesi oyunlarımızda sakin sakin ne de güzel eşlik edersin bize:)
http://www.youtube.com/watch?v=bYLKEePMvIU&feature=player_detailpage

23. Ninni Perisi Peri Kızı Şarkımız.
Yine uyku öncesi oyunlarımıza eşlik eden çok huzur veren bir şarkısın sen. Nasıl da dinlendirirsin sen bizi, ne güzel huzur verirsin sen bize:)
http://www.youtube.com/watch?v=7jxMXi8zc28

24. Ninni Perisi Aslancık Şarkımız.
Kahraman aslancık ormanını çok seviyor ve her zaman koruyor hepimiz için:)
http://www.youtube.com/watch?v=1rq1jwiTc60

25. The Rainbow Colors Şarkımız.
Seninle renkleri öğrenmek çook daha keyifli oluyor bizim için:)
http://www.youtube.com/watch?v=tRNy2i75tCc

Tüm şarkılarımızın mutlu linklerini aşağıda bulabilirsiniz:

1. http://www.youtube.com/watch?v=Zu6o23Pu0Do

2. http://www.youtube.com/watch?v=YJyNoFkud6g

3. http://www.youtube.com/watch?v=4EJRZSng8hA

4. http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=rZm9imuAp6o

5. http://www.youtube.com/watch?v=pH4GtkIQzD4

6. http://www.youtube.com/watch?v=08XOjVqz9q4

7. http://www.youtube.com/watch?v=FNHhoFIS844

8. http://www.youtube.com/watch?v=TFAyQJKGJRA

9. http://www.youtube.com/watch?v=yZMZsTQ2N7s

10. http://www.youtube.com/watch?v=W6xT9M3EbGY

11. http://www.youtube.com/watch?v=Q4q9IVfNWC0

12. http://www.youtube.com/watch?v=nUHMp939ODY

13. http://www.youtube.com/watch?v=Nl7XUcQrZzk

14. http://www.youtube.com/watch?v=Og0xtlGGUcU

15. http://www.youtube.com/watch?v=4vaZNfR6hqM

16. http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=2WymlzedOjU

17. http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=8_U5dJd-rig

18. http://www.youtube.com/watch?v=Tc0pvDH5zrQ

19. http://www.youtube.com/watch?v=x0e3rTWt96M

20. http://www.youtube.com/watch?v=tom1umgiL50

21. http://www.youtube.com/watch?v=lQKCoQ8PsjM

22. http://www.youtube.com/watch?v=bYLKEePMvIU&feature=player_detailpage

23. http://www.youtube.com/watch?v=7jxMXi8zc28

24. http://www.youtube.com/watch?v=1rq1jwiTc60

25. http://www.youtube.com/watch?v=tRNy2i75tCc

Sevgiyle ve Müzikle Kalın:)

Yesek Büyüsek

Karşılıksız sevginin gücüdür annelik, bu sevgidir bize sınırsız sabrı, mutluluğu ve anlayışı veren. En çok da yemek yerken yaşanır bu sabır ya da mutluluk. Bazen saatler sürebilir bir kase tabağın bitmesi, olsun hiç sorun değil bizim için. Bazen çabucak biter, işte tabaktaki o son lokmanın da yenmesi bir anne için en büyük mutluluklardan biridir. Her lokma altın değerindedir bizler için, bebeğim besleniyor büyüyor sevinci paha biçilemez gerçekten de. Büyük bir sevinçle anlatırız akşamları eşimize arkadaşımıza dostumuza bugün yemeğini çok güzel yedi diye, zafer çığlıkları atmak gibidir bizim için aslında;)
İşte bana zafer çığlıkları attıran Mavi’nin en sevdiği yemekler:

KAHVALTI
Bezelyeli Yumurta

1 adet haşlanmış yumurta
1 tatlı kaşığı haşlanmış bezelye
Biraz tam buğday ekmeği içi
Biraz peynir rendesi
Biraz maydanoz

Bütün malzemeyi karıştırdığımızda müthiş oluyor.

 

20140830_115148

Kırmızı Biberli Yumurta

1 adet haşlanmış yumurta
1 adet tatlı közlenmiş tatlı kırmızı biber
Biraz ekmek içi
Biraz kaşar rendesi
Bir çay kaşığı tereyağı

Kahvaltılarımızda olmazsa olmaz bizim için peynir ve yumurtadır.

ÇORBALAR
Ispanaklı Çorba
1 patates
1 havuç
1 yemek kaşığı çift çekilmiş dana kıyma
Ispanak ( ya da hangi mevsim sebzesi mevcutsa)
Biraz esmer pirinç

Bütün malzemeleri haşlıyorum çiğden zeytinyağı koyup çırpıyorum ve afiyetle yiyoruz. Biz artık ailecek Mavi’nin çorbalarından içiyoruz. Tek farkı kendimize ekstra tuz ve pul biberli ya da naneli tereyağı kızdırıp üzerine dökmemiz , o kadar:)

 

20140829_160432

Semizotlu Çorba

Yarım havuç
Bol semizotu
Yarım somon balığı
Biraz bulgur

Bütün malzemeler haşlandıktan sonra çiğden zeytinyağı ile karıştırıp enfes bir çorba oluyor.

Ya da Semizotlu Püre de yapabilirsiniz.
Semizotu
Yarım domates
1 adet patates
1 adet soğan

Tüm malzemeyi haşlayıp püre haline getiriyoruz.

Kabak Püresi
1 adet kabak
1-2 sap dereotu
Biraz esmer pirinç

Tüm malzeme haşlandıktan sonra zeytinyağı da ilave ederek püre haline getiriyoruz.

Enginar Püresi
1 adet enginar
1 adt havuç
1 adet sarımsak
1 adet patates
1 kaşık çift çekilmiş dana kıyma

Az su ile haşlayıp zeytinyağı ilave edip püre haline getiriyorum.

Bezelyeli Patates Püresi
1 adet patates
İki yemek kaşığı bezelye
Biraz rendelenmiş peynir
Biraz tereyağı

Patates ve bezelyeleri haşlayıp püre haline getirdikten sonra içerisine peynir ve tereyağını da ilave ediyorum.

MEYVE ZAMANI

Meyve zamanında aslında özgürüz. Meyveleri tanıtıp önüne bırakıyorum ve Mavi nasıl isterse tadına bakıyor. Hem kendi kendine yiyebilmenin mutluluğunu yaşıyor hem de ben onu izlerken mest oluyorum. Tabii çook güzel kirleniyoruz ama olsun
Bazen meyveleri yoğurt ile karıştırıp bazen de kendi sütümü sağıp, kendi sütüm ile karıştırıp püre şeklinde veriyorum.

Güzel tarifleriniz varsa bekliyorum, bu sayede hepimiz öğrenmiş oluruz ne de olsa felsefemiz paylaşmak güzeldir;)

Afiyet olsun çocuklarımıza, onlar doyduğu için de bizlere…

Bir Günlük Tutmak Gerek Bazen

“Bir defter yazı yazmaya yarar, çizgi çizmeye, en sevdiğimize anlatamadığımız duygularımızı dökmeye yarar bazen…Annemizin ayak üstü anlattığı yemek tarifini yazmışızdır, kimi zaman sıcacık bir telefon numarasını,
arkadaşlarımızın doğum günlerini , unutulmasınlar diye…
Sinirlenir, yırtarız sayfalarını, fırlatıp atarız bazen, bazen de saklarız bir ömür boyu…”
diye başlıyor bebeğim Mavi için doğumundan bu yana yazdığım defterimiz. Mavi okuma yazma öğrenene kadar ben yazacağım bebeğimin günlerini, sonrasında Mavi devam ettirecek inşallah o minik harika parmakları ile yazmaya defterimize. O zamana kadar bu harika görev ben de , anne de, emin ellerde.

Mavi’nin anı defterinde neler mi yazdım şimdiye kadar;
Hamile olduğumu öğrendiğim günden başlayan sıcacık bir not ile başladım yazmaya, bebeğimin tarih sırasına göre ultrason fotoğraflarını yapıştırdım defterimize, doğumunu anlattım nasıl mucizevi bir bebek olduğunu, şipşirin kulağına isminin nasıl okunduğunu anlattım, ilk dışarı çıkışımız, ilk kahkahası, ilk banyosu,ilk yılbaşı,ilk anneler günümü, ilk dişini, ilk bayramını…
Benim için ne kadar da özeldi, çok özenerek yazdım ilklerimizi.
Hastaneden çıkış bilekliklerimizi, ilk kestiğim tırnaklarını, ilk uçak biletimizi yapıştırdım defterimize. Doğum doktorumuz Aykut hocanın ve çocuk doktorumuz Afşin hocanın kartvizitlerini yapıştırdım defterimize belki ileride bir gün tanışmak ister diye.
Dinlemeyi çok sevdiği müzikleri not ettim, ay ay aşıları, hareketleri, mimikleri, uyku, beslenme düzenini belirttim, ta ki kullandığımız bebek bezine kadar.
Onun için okuduğum kitapları yazdım, kitaplardan çok beğendiğim yerleri not düştüm belki onun da bir meleği olur ve o da kendi meleği için okumak isterse diye.
Ona olan duygularımı, aşkımı yazdım her ne kadar hiçbir kelime bile yetmezken anlatmaya anneliği.
Ne kadar güzel bir aile olduğumuzu yazdım onunla birlikte, bizim neşemize tarifsiz bir mutluluk kattığını anlattım.

Ona bugünleri anlattım. Cumhurbaşkanı kim, başbakan kim, seçimleri, doların ekmeğin kaç para olduğunu, gündemde neler olduğunu, eşimle birlikte sevdiğimiz filmleri, izlediğimiz programları, dinlemekten keyif aldığımız müzikleri, yapmaktan mutluluk duyduğumuz aktiviteleri belki benim yaşıma geldiğinde merak eder, öğrenmek ister diye.
Kendimi bebeğimin yerine koyuyorum ve gidiyorum 31 sene öncesine. Benim için yazılmış böyle bir defter olsaydı eğer;
İlklerimi okuyacaktım yüzümde güzel bir tebessümle, ailemin benim için nasıl tatlı telaşlara girdiğini tadacaktım her defasında. O zamanların Türkiye’sine, ailemin yaşantısına gidip kendimden bir şeyler bulacaktım belki de

Benim için böyle bir defter yazılmış olsaydı eğer;
Aşağıdaki satırları okuyacaktım belki de.
“12 Ocak 1983 senesi,
Sen doğduğunda cumhurbaşkanımız Kenan Evren,
başbakanımız Bülent Ulusu idi.
Sen doğduğunda Amerikan Doları 187,83 TL,
Alman Markı 80,48 TL,
200 gr ekmek 11 Lira 11 Kuruş idi.
Sen doğduğunda Türkiye cumhuriyeti genel seçimleri yapıldı,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti.
Sen doğduğunda izlemekten keyif aldığımız diziler Bizimkilerdi, Dallastı, en sevdiğimiz çizgi filmler Alf’ti, Heidi idi, Şeker Kız Candy idi.
Sen doğduğunda hayatımız hiç aydınlanmadığı kadar aydınlandı bebeğim.”
Yazacaktı belki de.
Ben bebeğim için tatlı bir anı bırakmaya çalışıyorum elimden geldiğince. Zaman o kadar çabuk akıp geçiyor ki, iki üç ay öncesini bile net hatırlayamıyoruz bazen. İşte bu yüzden sırf bu yüzden söz uçar yazı kalır.
Seni seviyorum bebeğim.

2014-08-01 19.46.09

 

Annelikse Mevzu…

Annelikse mevzu herkesin söyleyecek bir lafı vardır bu ülkede. Nasıl ki her ana haberlerden sonra herkes ülkeyi kurtarır,herkes en iyi siyasetçi olur ya da her hafta sonu maç yenilgilerinden sonra herkes takımın kadrosunu, oyun şeklini değiştirir, en iyi antrenör olur. Annelikte de böyle işte. Bu ülkede en çok hakkında eleştirilen ya da yorum yapılan konular siyaset, spor ve anneliktir herhalde. Pek tabiki birinci sırada annelik vardır . Doğum yapacağınız şeklinizden tutun da, bebeğinizin uyku rutinine, beslenme düzenine, sizin emzirme şeklinize kadar belki de. Nasıl oluyor da , 7-24 vakit geçirdiğiniz bebeğinizi siz de iyi tanıyorlar diye şaşar kalırsınız bir yandan. Diğer yandan kafanız allak bullak olur, her kafadan çıkan sesler, size yanlış mı yapıyorum acaba diye sorgulatır defalarca.

Sütün yetmiyordur senin baklava ye- Baklava yeme sakın kilo yapar soğan ye- Soğan yeme sakın gazdan çatlatırsın bebeğini sen baklava ye…

Emziğe alıştırmadın mı daha-Emzik verme damakları yamuk olur- Emzik versene ağlayınca verirsin ağzına susar- Yok yok emzik verme memeyi bırakır…

Ayağında sallasana, uyuyamıyor belli ki- Aaa bu zamanda sallayarak mı uyutuyorsun- Ver bana bak iki dakikada nasıl uyutucam sallayarak- Aman sallamaya alıştırma sakın…

Aç bu çocuk aç, ben ona hemen muhallebi yapayım- Amaan sakın şekerli şeyler verme çocuğa- Mama ver mama- Ne maması sen muhallebi ile büyüdün- Bence emzir sen- Yok yok bence mama verin- Aaa hazır mamalarla mı büyütüyorsun…

Tanıdık geldi dimi bir yerlerden hem de çok tanıdık belki de. Evet annelikse mevzu herkesin söyleyecek bir sözü, herkesin eleştirecek bir cümlesi, herkesin verecek bir aklı var. Ama insan bazen ne eleştiri, ne akıl ne de söylenecek bir söz duymak istiyor. İnsan bazen annelerse çoğu zaman sadece onaylanmak ihtiyacı hissediyor. Ne güzel bakıyorsun çocuğuna, sen ne kadar iyi bir annesin, maşallah bebeğin çok sağlıklı görünüyor gibi. Zor mu, bence değil. Bence çok kolay aslında. Ama insanoğlunun mizacına mı ters bu durum yoksa kendinden başka bir anneyi alkışlamaya mı ters bilemiyorum. Belki de bize de ters. Hangimiz kendimizi alkışlıyoruz acaba. “Ben iyi bir anneyim” dediğimiz zamanların sayısı çok mu yoksa az mı. Bunu mu sorgulasak ki.

Buldum evet. Bence ne başkaları biz anneleri sorgulasın, ne de biz kendi anneliğimizi. Akışına bırakalım biraz da. Sorgusuz sualsiz hem de. Sadece sevgiyle.

Herkesin anneliği farklıdır çünkü. Tıpkı herkesin bebeğinin mizacının farklı olabileceği gibi. Kimi az uyur, kimisi çok. Kimi yemeyi sever, kimisi sevmez. Kimi dans etmeyi sever, kimisi şarkı söylemeyi… Ve daha bir sürüsü aslında. Bunu da en iyi anne hisseder. İşte bu yüzden ah akışına bir bırakabilsek ” ne güzel annesin” enerjisini doya doya alabilsek , ” ne güzel anneyim ” enerjisiyle yaşayabilsek…

O zaman “Ne güzel anne ” olan benden , “Ne güzel anne” olan sizlerle selamlarımla;)

 

 

 

Bebek İşaret Dili Atv Ana Haber

Bebek işaret dili bebeğinizle kuracağınız iletişimin en kolay, en eğlenceli, en doğal yollarından birisidir. Bebek işaret dili, bebeğinizin en karmaşık gibi görünen düşüncelerini ve ihtiyaçlarını size rahatlıkla anlatabileceği bir yöntemdir. Bu yöntem sayesinde daha az ağlama, daha az hayal kırıklığı, ebeveynlerle olumlu etkileşim, daha mutlu bebekler, daha mutlu ebeveynler ve özgüveni yüksek bebeklerimiz hayata güçlü ve pozitif bir başlangıç oluşturur.

27.Ocak.2015 tarihinde Atv Ana Haber de yayınlanan “Bebeklerin Dili ” haberini izleyelim mi hep birlikte;)

Küçük Mimar Mavi

Bir dünya düşünün, içinde küçücük kaldığınız ve hiçbir şeye yetemiyorum diye düşündüğünüz. Kendinizi ne kadar kötü hissedersiniz dimi. İşte bu sebeple çok özen gösterdim evimizdeki düzene, bebeğim Mavi’nin oyunlarına ve oyuncaklarına. Kendimce kurmaya çalıştığım düzende, nasıl ki biz büyükler için herşey mümkünse, bebeğim içinde herşey mümkün olmalıydı. Kendi boyuna ve boyutlarına göre bir dünya. Kendini yetersiz hissetmeyeceği, aksine kendi hayal gücüyle oluşturabileceği ve o güzel hayal dünyasında yaşayabileceği bir düzen. Bizim yapacaklarımız minicik düzenlemelerdi aslında, ama onun için öyle büyük öneme sahipti ki. Kendi boyuna uygun bir askı gibi. Kendi boyuna uygun bir ayna gibi. Kendi oyuncağını kendisi yapıp oynayabilmesi gibi ya da oyuncağıyla hayallerinde canlandırdığı bir dünyaya girebilmesi gibi.

İşte tam da böyle düşüncelerdeyken karşılaştım Küçük Mimar’la. Kalamış Aile Festivaline konuşmacı olarak davet edilmiştim ve oyunun önemini anlatacaktım. Konuşmamın öncesinde gözüm bir standa takıldı. Kendilerine uygun maketleri birbirinden tatlı çocuklar boyuyor, içlerine girip çıkıp, girip çıkıp eğleniyorlardı. Onların o müthiş dünyasını izlerken mest olmuştum adeta ve kendimi standın başında buluverdim hemen. Bu müthiş buluşun sahibesini tanımak istemiştim. Çok tatlı bir bayan geldi yanıma Bahar isminde. İki kişiydi aslında gelen yanıma karnındaki minik mucizesiyle birlikte. Hayranlığım iki kat artmıştı dolayısıyla. Güzel bir sohbet eşlik etti bize ve Mavi’ye bu maketlerden birini alıp hayal dünyasını izlemek için sabırsızlanmaya başlamıştım.

Sonuç tahmin ettiğimden çok daha keyifli oldu. Bir trendi benim seçtiğim. Cuf Cuf Cuf diye evin içerisinde geziyordu bir süredir çünkü Mavi.

Bana Mavi’nin o müthiş keyfini ve hayal dünyasını izlemek kaldı. Bir süredir her günümüz trende geçiyor. Anlayacağınız biz bir süredir trenle uzun bir yolculuktayız. Bebeğimin hayal yolculuğunda hem de;)

Mutlaka göz atın derim http://www.kucukmimar.com/

Eminim sizler ve çocuklarınız için de harika bir hayal yolculuğu deneyimi olacak.

Keyifli yolculuklar;)

Sevgiyle ve Oyunla Kalın…

IMG_0736

 

Anneliğimdeki En Büyük Yanlışlarım; Kaş Mimarı Nursun Yıldız

Yıllardır kaş denilince akla ilk gelen isimlerden biri Nursun Hanım. Kendini, işiyle hem Türkiye hem de Avrupa çapında kanıtlamış biri. Mesleği ile ciddi bir üne kavuşmuş ve gerçekten çok başarılı bir iş kadını. ”Ne iş yaparsanız yapın, aşkla yapın ve o zaman mükemmel olacaktır.” mottosu ile haraket eden Kaş Mimarı Nursun Yıldız Belet anneliği ile ilgili itiraflarda bulundu. Aslında çoğumuzun kendinden çok şey bulacağı ve yine çoğumuzun kendine ders çıkaracak niteliğinde olan anneliği ile çok samimi itiraflardı bunlar. Bu kadar mükemmel bir kadının, bu kadar kendine buram buram özeleştiri yapabilmesi büyük bir hayranlığa sebep oldu ben de. Çünkü söz konusu annelikti. !!!

Anlatmaya başlıyor Nursun Yıldız:

”6 aylıkken annemi, genç kızken de babamı kaybettim bu noktada da hayata tutunmak için çok güçlü olmak zorundaydım. Değersizlik ve aile olma duygusunu öyle derinden hissediyordum ki, bir an önce ailem olmalıydı benim de, dört elle sarılmalıydım aileme. 22 yaşında bir an önce aile olmaya özlemim ve de ablama daha fazla yük olmamam gerektiği ile birlikte bir yuvam olsun istedim. Mantık evliliği yaptım ve mantık evliliği kadar mantıksız bir şey de hayatımda görmedim. Maalesef ki aşk sevgisi ile değil, insan sevgisi ile yürüttüğüm bir evlilikti.

Bir buçuk sene sonra oğlumu aldım kucağıma. Aşk girmedi hiçbir zaman evliliğimize ama oğlumuzun doğuşu ile birlikte daha da mantıklı hale gelmişti artık evliliğimiz. Nasıl mı daha da mantıklı hale gelmişti? Çünkü ben küçücük yaşlardan itibaren annesizliğin de babasızlığın da ne olduğunu çok iyi biliyordum ve oğlumun bu tarafı eksik kalmasın diye evliliğimizi mantık çerçevesinde yürütmeliydim. Doğru mu yaptım bilmiyorum ve belki de hiçbir zaman bilemeyeceğim. Ama olmadı işte, mantık ta bitti ve boşandık. Artık oğlumun hayatında baba figürü de yoktu, bir kardeşi de yoktu, akrabaları uzaktaydı ve acı gerçek anne oğul baş başaydık artık. Ve bu başbaşalık bana annelik yolumda aslında öyle büyük yanlışlar yaptırmış ki ben farkında olmadan.”

Ve anlatmaya devam ediyor Nursun Yıldız, annelik yolundaki en büyük yanlışlarını, bazen gözleri dolarak, bazen gülerek, bazen de sinirlenerek…

”Oğlumu büyütürken aslında her anne gibi, tamamen annelik içgüsüyle , kimselere muhtaç etmemek duygusu ile yaptığım en büyük yanlışlarım aslında benim en büyük pişmanlıklarım ve en büyük keşkelerim olarak kalacak hayatımda. Tamamen iyi niyetli ama belki de çocuğumun da benim de geleceklerimizi öyle etkiledi ki bu yanlışlarım. Oğlum şimdi 27 yaşında ve dönüp te 27 yılımıza bakıyorum, keşkee şimdiki aklım olsaydı!!!

Boşanmış annenin sorumluluğu ( eğer sorumluluk sahibi bir anneyse) öyle çoktur ki, bunu ancak yaşayan bilir ve yaşayan anlar. Bir de bunların üstüne geçmişe dayalı anne babasızlığın, anne baba sevgisi ile büyüyememenin getirdiği endişeler de eklenirse, öyle büyük bir kaygı girer ki insanın ruhuna, gelecek kaygısı sarar resmen tüm benliğini. Ve de artık o bir anne ise, o gelecek kaygısını sadece çocuğu için yaşar.
Anne olmak içsel bir canavarlık gerektirir zaten.Bu da ben de fazlasıyla var olan bir duygudur. Ben buna canavarlık diyorum artık, ama aşırı korumacılık olarak bilin siz.Çoğu anne gibi ben de aşırı korumacı bir anneydim.
Oğlum küçük, koşarken düştü diyelim ya da düşmek üzere, ondan önce uçar kaldırırdım, düşmesine bile izin vermezdim.
Oğlum büyüdü, ben hala aman iyi mi bir şey olmasın diye aşırı korumacı içgüdülerimle devam ettim anneliğime. Koskoca oğluma dışarı çıkarken dahi, hava soğuk ceketini giy diye en basitinden bile onun yerine ben düşünmeye çalıştım, belki de onu herşeyden çok düşündüğüm ile alakalıydı.

Her an korumacı ve annenin her rolü olmak zorunda olduğum bir dönemdi. Hem anneydim, hem baba, hem kardeş, hem amca, hem idol…. Her rolde olmaya çalıştım. Sırf benim yaşadığım aile sevgisi eksikliğini hissetmesin diye.Sevgilisi hariç çocuğumun her şeyi olmaya çalıştım kendimce. Sırf bir tarafı eksik kalmasın, daha iyi yetişssin diye. Arkadaşıydım, dostuydum, annesiydim, babasıydım, teyzesiydim, amcasıydım..neyse uzatmayalım görümceye kadar gider:)

Şimdiki aklım olsaydı eğer, ne bu kadar korumacı bir anne olurdum, ne bu kadar her role girmeye çalışırdım, ne de oğlumla arkadaş dost olacağım diye uğraşlarım olurdu. Şimdiki aklım olsaydı eğer sadece ‘’Anne ‘’ olurdum. Nasıl mı?

Aşırı korumacılık ile çocuğumun kendi kararlarını alabileceğini unuttum, hep sanki ben biliyordum onun için neyin iyi olacağını. 10 aylıkken de 10 yaşındayken de aslında o hep bir bireydi ama annelik işte, üzgünüm…

Taa ki bana bir gün isyan edip ‘’Bırak benim yerime karar almayı’’ dediği, benden uzaklaştığı ve benden kopma noktasına geldiğini hissettiğim an kafama dank etti. Üzgünüm…

Aynı şekilde annesiz babasız büyümüş ben, eşimden boşandıktan sonra oğlumun herşeyi olmalıyım diye düşünen ben, çocuğuma en iyi arkadaş ta en iyi dost ta olmalıyım diye düşünen ben, herşeye güvensiz olan ben, baba yok amca yok abi yok dayı yok, oğlum yanlış birşey yapmasın, kime koşacağım ki, ya yanlış insanlar denk gelirse ya yanlış tecrübeler yaşarsa ya hayat tokat atarsa diye ben ben ben dedim hep. Arkadaşın da benim, amcan da benim, baban da benim dedim. Taa ki bir gün oğlum yine isyan edip ‘’ Benim arakadaşa ihtiyacım yok, benim anneye ihtiyacım var,ben senin anneliğini hissedemedim’’ dediği anda kafama dank etti. Üzgünüm…

Ama ben onun sadece annesi olmamıştım,herşeyi olmak için uğraşmıştım. Haklıydı ama onun bir sürü arkadaşı vardı ama bir tane annesi vardı ve ben sadece anne olmalıydım. Üzgünüm…

Bunlar benim annelik yolumdaki aslında en büyük yanlışlarımdı. Benim öğretmeye çalıştığım her şey,aslında kendi geçmişimden izler, kendi duyduklarım, kendi gördüklerim ve kendi duygusal açlıklarımdan dolayıydı. Oysa onu daha güçlü hale gettirmek için uğraştığım anneliğimde,oğluma daha da korku aşıladığımı farkettim.

Ah ah ah şimdiki aklım olsaydı… Ben oğlumun hep arkasında oldum ama arkasında olmak yerine hep yanında olsaydım. Onun yerine düşünmektense, onun düşüncelerini dinleyip,kendi fikrimi beyan etseydim. Ben yanındayken kendi tecrübe etmesine ve böyle öğrenmesine izin verseydim.

Ona anne, baba, arkadaş, dost, akraba olmaya çalışmaktsa sadece ANNE olsaydım.

Şimdiki aklım olsaydı, sevgili Üstün Dökmenin de dediği gibi, çocuğuma hep sufle vermek yerine, nereye gittiğini kendi bilen bir çocuk yetiştirirdim.”

Kesinlikle haklıydı, durmadan sufle vermek yerine, nereye gittiğini kendi bilen çocuklar yetiştirelim. Onlar birer birey, biz ebeveynler ise sadece yol göstericiyiz, onlar adına karar verici ya da onların hayatlarını yaşamaya çalışan değiliz.

Sana çok büyük teşekkürlerim var Nursun Yıldız…
Böylesine içten özeleştiri yapabildiğin için…
Bizlere de ışık tuttuğun için…
Kocaman yüreğin için…

DSC_9313

DSC_9309

DSC_9319